Ben şalvar giyerim yelek giyerim
Pantolon istemem ceket istemem
Ben yağsız da yerim yavan da yerim
Hediye istemem paket istemem
Panayır gezmedim yılancı gibi
Beni yıllar yılı avuttun boşa
Acep bu ettiğin gitti mi hoşa
Su koydun, tuz kattın gül gibi aşa
Madem başkasında var idi meylin
Beni niye yaktın kız leylim leylim
Evim yok barkım yok nerde kalayım
Param yok üstüme urba alayım
Bari bir fırından ekmek çalayım
Bıktım köşelerde aç yata yata
Bir türlü kurumaz gözümün nemi
Aşkın menziline ermek istesem
Yar olmadan varılır mı bilmem ki
Canımı canana vermek istesem
Azrail darılır mı bilmem ki
Beni böyle candan yürekten sevip
Bazen Ferhat gibi dağı delerim
Aşkımızın kirası fire veriyor
Beynime sığmıyor düşüncelerim
Aklımın darası fire veriyor
Zaman fermanını yazar zamansız
Yalan pazarında sahte müşteri
Şekerler yaralı tuzlar yaralı
Acemi ustalar aldı neşteri
Türküler yaralı, sazlar yaralı
Namert sofrasının aşı yenmiyor
Ben ömrümü türkülere adadım,
Türkülerde dostluk, barış, sevgi var.
Benliğimi türkülerde aradım,
Türkülerde dostluk, barış, sevgi var.
Türküler sevginin temel taşıdır,
Sultanlar paşalar nice beyleri,
Dünyada kalıcı şan göster bana.
Adem’den Havva’dan ve Nuh’tan beri,
Ölümü tatmayan can göster bana.
Tatlılar içinde bal başta gelir,
Cahil bize çamur atma
Eksiği özünde ara
Muhabbete hile katma
Sitemi sözünde ara
İnsan kalbini yıkmayız
İnsan aynasına camsız bakarım,
Arıyorum ben kendimi nerdeyim?
Bazen buharlaşır arşa çıkarım,
Bazen gök kubbede bazen yerdeyim.
Hakikat yolundan ayrılmaz izim,
Mükemmelin ötesinde efsanevi kalem