Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Önce ılık ve hafif bir esinti dolaşır yoksulların kırsal topraklarında
Rüzğar kırık camlara vurdukça çocuklar titremeye başlar
Kadınlar telaşlanır, erkekler küfüreder
Ölü bir dünyaya kolaçan ölü bir rüzğar esintisi
Zamanı durmuş, hayatı silkeleyerek aniden toz-bulutlarıyla halaya tutşur
Artık hayat coşkuludur ışkın topraklarda
Coşkulu konuşmalar, esrik kahkalar
Yüreklerin sesinde ey hayat burdayız dercesine
Halaya tutuşan gençler,klamlı geceler, şiirli konuşmalar...
Yağmaya başlayan yağmurun sesine ilişerek
Yoksul ve kıraç topraklarla sevişmeye başlarlar...
Sonrası bir meydan okuyuştur ve sarhoş namlulardan boşalır müziğin sesi
Ve aniden müziğün sesine gelen şaşkın bakışlı serçe kuşları ve kuzular
Kafesin içine mahküm edilmiş kekliklerde görülürdü zaman zaman...
Hayatı kucaklayan rüzğarın sesi
Seste ürperen yaşlı kadınlar, küfürünü gizlemeyen erkekler
Ve ömür boyu nadasal bırakılan kıraç topraklar
Yani burası şilan çocuklarının dünyası
Yani burası toprak kokulu mantarların
Ot kokulu ışkınların, şilan tatlısı çocukların rüyası...
Önce ılık ve hafif bir esinti dolaşır yoksulların kırsal topraklarında
Rüzğar kırık camlara vurdukça çocuklar titremeye başlar
Kadınlar telaşlanır, erkekler küfüreder
Ölü bir dünyaya kolaçan ölü bir rüzğar esintisi
Zamanı durmuş, hayatı silkeleyerek aniden toz-bulutlarıyla halaya tutşur
Artık hayat coşkuludur ışkın topraklarda
Coşkulu konuşmalar, esrik kahkalar
Yüreklerin sesinde ey hayat burdayız dercesine
Halaya tutuşan gençler,klamlı geceler, şiirli konuşmalar...
Yağmaya başlayan yağmurun sesine ilişerek
Yoksul ve kıraç topraklarla sevişmeye başlarlar...
Sonrası bir meydan okuyuştur ve sarhoş namlulardan boşalır müziğin sesi
Ve aniden müziğün sesine gelen şaşkın bakışlı serçe kuşları ve kuzular
Kafesin içine mahküm edilmiş kekliklerde görülürdü zaman zaman...
Hayatı kucaklayan rüzğarın sesi
Seste ürperen yaşlı kadınlar, küfürünü gizlemeyen erkekler
Ve ömür boyu nadasal bırakılan kıraç topraklar
Yani burası şilan çocuklarının dünyası
Yani burası toprak kokulu mantarların
Ot kokulu ışkınların, şilan tatlısı çocukların rüyası...