Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Devamını Oku
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,



Önce ılık ve hafif bir esinti dolaşır yoksulların kırsal topraklarında
Rüzğar kırık camlara vurdukça çocuklar titremeye başlar
Kadınlar telaşlanır, erkekler küfüreder
Ölü bir dünyaya kolaçan ölü bir rüzğar esintisi
Zamanı durmuş, hayatı silkeleyerek aniden toz-bulutlarıyla halaya tutşur
Artık hayat coşkuludur ışkın topraklarda
Coşkulu konuşmalar, esrik kahkalar
Yüreklerin sesinde ey hayat burdayız dercesine
Halaya tutuşan gençler,klamlı geceler, şiirli konuşmalar...
Yağmaya başlayan yağmurun sesine ilişerek
Yoksul ve kıraç topraklarla sevişmeye başlarlar...
Sonrası bir meydan okuyuştur ve sarhoş namlulardan boşalır müziğin sesi
Ve aniden müziğün sesine gelen şaşkın bakışlı serçe kuşları ve kuzular
Kafesin içine mahküm edilmiş kekliklerde görülürdü zaman zaman...
Hayatı kucaklayan rüzğarın sesi
Seste ürperen yaşlı kadınlar, küfürünü gizlemeyen erkekler
Ve ömür boyu nadasal bırakılan kıraç topraklar
Yani burası şilan çocuklarının dünyası
Yani burası toprak kokulu mantarların
Ot kokulu ışkınların, şilan tatlısı çocukların rüyası...
Önce ılık ve hafif bir esinti dolaşır yoksulların kırsal topraklarında
Rüzğar kırık camlara vurdukça çocuklar titremeye başlar
Kadınlar telaşlanır, erkekler küfüreder
Ölü bir dünyaya kolaçan ölü bir rüzğar esintisi
Zamanı durmuş, hayatı silkeleyerek aniden toz-bulutlarıyla halaya tutşur
Artık hayat coşkuludur ışkın topraklarda
Coşkulu konuşmalar, esrik kahkalar
Yüreklerin sesinde ey hayat burdayız dercesine
Halaya tutuşan gençler,klamlı geceler, şiirli konuşmalar...
Yağmaya başlayan yağmurun sesine ilişerek
Yoksul ve kıraç topraklarla sevişmeye başlarlar...
Sonrası bir meydan okuyuştur ve sarhoş namlulardan boşalır müziğin sesi
Ve aniden müziğün sesine gelen şaşkın bakışlı serçe kuşları ve kuzular
Kafesin içine mahküm edilmiş kekliklerde görülürdü zaman zaman...
Hayatı kucaklayan rüzğarın sesi
Seste ürperen yaşlı kadınlar, küfürünü gizlemeyen erkekler
Ve ömür boyu nadasal bırakılan kıraç topraklar
Yani burası şilan çocuklarının dünyası
Yani burası toprak kokulu mantarların
Ot kokulu ışkınların, şilan tatlısı çocukların rüyası...