Bir seherde uyanınca uykudan
Kara haberini aldım sıladan
Her taraf kesildi kapkara zindan
Feryat, feryat, feryat
...............Kara yazmış yazımızı yaradan
...............Kopardı gencecik gülü dalından
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
kutluyorum böyle güzelliklerin yanında tabiki yorumumuz sönük kalır.tebrikler
Mükemmel bir anlatım.Yürek Şakir Alimoğlu olunca notalarda bu eser büyük bir keyifle dinleniyor...Güzel bir paylaşım sanat sayfasında...TAM PUAN.KUTLUYORUM SİZİ.
Söz, müzik ve yorum harikaydi...Kaleminiz daim, yüreginiz var olsun.
Saygilar...
Gelecek nesillere intikal eden muhteşem bir yapıt. Kardeşimin başarının devamını diliyorum. Geçmiş
ile gelecek arasında bir kültür köprüsü.
Sevgili Kardeşim: Şakir Alimoğlu
Mayıs ayının ilk günlerinde kardeşimin şiir ve gönül sayfasına ulaşmış bulunmanın mutluluğunu yaşıyorum., Ilık rüzgâr esintisi, papatya kümeleri arasında türlü çeşitli çiçekleri ile boy gösteren mayıs çiçekleri ile; kimimize göre çok uzun, kimimize göre nasıl hızla geçtiğini anlayamadığımız karlı fırtınalı ve soğuk kış günlerini geride bıraktık. Aslında kış mevsimi ile birlikte geride bıraktığımız, akan ömür nehrinde hiçbir zaman tersine akmayan ömrümüzün sayılı günlerinden bir bölümdü. Gene de bahara ermenin mutluluğu ve coşkusunu yaşıyoruz.
Mayıs çiçeklerinin bütün güzellikleri ile sizin , sevdiklerinizin ve sizi sevenlerin gönlünde açması dileklerimi kardeşimin sayfasına bırakıyorum. Her şey gönlünüzce olsun.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bu güzel şiirin hakkı olan : Yirmi dokuzuncu Tam puanı Tekirdağ'dan gönderiyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
Erol Büyükburçu bu kadar sevmenize sevindim,isterseniz sizi ortak dostlarımın sayesinde buluşturabilirim,kendiside çok mutlu olur,zaten kendisi biliyorsunuz ? Radyo Vatan da proğrama başladı,oradan da takip edebilirsiniz ama görünce ona sizden bahsedeceğim.
Şiir olarak güzel söyleyen güzel daha ne olsun
yüreğinize sağlık
saygılarımla
Kara yazmış yazımızı yaradan
Kopardı gencecik gülü dalından....
Gerçi Allah kimseye kara yazı yazmaz her şeyi bir hikmete göre yaratır.. Yaratan O alan O...
Şiir olarak gerçekten çok güzel fakat müziğini dinliyemedim, sağlık olsun başka zamana olursa inşaallah... Kaleminiz daim olsun.. Yüreğinize sağlık çok güzeldi.. Selamlarımla..
Sayın Alimoğlu,
söyleyecek söz yok,
Saygı ve sevgilerle tam puan
hocam bu güzel dizleri yazan yüreginizi kutluyorum harika olmuş yorumda ayrı bir güzel zaten saygıalırmla yıldırım şimşek(tam puan)
Müzik yorum ve şiir çok güzel.
O güzel yüreğinizi ve kaleminizi kutlarım.
Daha nice güzellikler sunmanız dileklerimle..
Bu şiir ile ilgili 80 tane yorum bulunmakta