Islanmış bir kedinin
sokağını terk etmesi miydi aşk?
Yoksa hiç bilinmeyen bir tortu muydu?
Kimin bıraktığı belli olmayan
Kimselerden kalmayan
Yeşil bir sustalı kesmişti
yeşil bir plastik topumuzu
Gözleri yemyeşildi adamın
Henüz yeni yeşermiş bir çocuktuk
ayakkabı bağcıklarımız yeşildi
Sarayburnu yeşil
Yırtılmış ve fakirdim
gözlerine iskeleler verdim
yüzün her imgeyi yaralıyor
devinimlerinde
göz kırpıp sakinleşiyor elin
Zeminsiz bir yalnızlık bekler odayı
tutarsızsındır ve hakaret edersin
aklınsıra rtık sevmezsin
yanar o hiç görmediğin resmi
ıslanır,buruşur ve yiter o şiir
gizliden aklın telefona yeltenir
Kıpkızıl yıkılmış ay gökyüzünde
gece bir kenti yer diğerine başlar
nasılsa bir şey var ama o hiçbir şey
giderse küfrünü biler mısralarının
kalırsa yedi tekmil sülalesine sövülür
ay ayağa kalkar,gökyüzü aydınlanır
Üç ağaç deliriyordu gecenin gölgesinde
ben soluğumu tutuyordum
yağmur yağmaya hazırlanıyordu içliydi epey
gün ışığı olsaydı az biraz korkmazdım
tenhalardan bir tilki fırladı belki kurt
nöbetteydim
Niye şimdi bitkinsin
bitlenmişsin saçın sakalın
İstanbul'u dinlesen anlamazsın
sokaklarında dayak yemişliğin
ve 'yemiş gibi'gülmelerin
Ağzını ağzımın
içine alıyorum
yok pahasına
nasıl adamım
kıyak adamım vesselam
a) parmaksız hayaller
En çok akordiyon çocuk
göle ve bilyeliye aşık
ya da üstünde tir tir
tanrı merakı
Öleceğim
Gel bi gör
Gör ki
Kör ol,kör ol
Çamura bulanmış bir bulut vefasızlığıyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!