Kanton kanton büyürken yokluğunda özerk acılar,
varoş acılar büyütüyorum sana.
Kendi halinde, kar altında.
Ergen ölmüş çocuk bedenleri, sınır boylarında eksik yazılı 'Kader'ler.
Savaşçılar gucenir! Çatışma çıkar!
Korkun-ç!
Ne korkunç bir kelime
Ne korkunç beklemek öylece
Ne korkunç kılını bile kıpırdatmadan oturanların komşusu olmak
Ne korkunç sessizce bekleyenlere ortaklık etmek
O büyük o görkemli gün hangi gün?
sağanak sağanak boşalırken gökyüzü
iklimsiz ölümler emziriyorum karnımda
sonrası beddua!
yıkılsın çocuk katili taburlar
rüyalarınızı bölsün katır sırtı soykırımlar
sonrası mahşer yeri!
ağzı anne memesinde hesap soruyor
kürtajdan değilde KÜRT olmaktan ölmüş olanlar
son...
ey! kanlı tapınak şövalyeleri
ey! zulmün efendileri
bıyıklarınızla sakalarınız arasında kurulu riya köprülerine asılı çocuk mezarları bölsün uykularınızı,beliniz bağlansın!
tarih:vaiktlerden bir öğle namazında
Sevgilim,
Varoşlarında uyut beni. Bomba yüklü araçlar döşe düşüme ve patlat kendini beynimde.
Sevgilim,
Mayınlar döşe pamuk tarlalarıma, oluk oluk kan aksın arklarımda.
Sevgilim,
Başkaldır, isyan et, küfre karış, baştan yarat ülkemi.
ve/ya....
Ağzımda kocaman bir adam.Birini çağıran bir sessizliğin penceresinden dünyaya haykırıyor; Ben sizin donunuzdaki lastiğim! Küfrünü,sözünü sakla diyor.Sus bazen.Bazen konuş diyor.Bana görmek istediklerini gör, görmek istemediklerini kör diyor.Bazen dediğime bakmayın.Ayda yılda bir işte.Midendeki ekşiyi sev dişindeki acıya sırtını dönüp yar kokan yastığa sarıl diyor,hep..
Bu benim ağzımın içimdeki adam var ya tam bir kabakulak.! Ne acıdan anlıyor ne renk veriyor korkusundan.Çünkü; Sadece ve hep ağızlarda yaşıyor.Ağzımın içinde, bademciklerime yakın bir yerde /yüksekten bir perdeden salavat getiriyor tüm çiğnenip ölmüşlere.Sahur davulcusu tokmağı indirirken midemin en acıyan yerine ağzımın içindeki adam ağzımın içindeki kadına bir resim çiziyor,dişleriyle.İki ısırık bir bir mor,iki ısırık bir mor!
kırk kapılı kör bir mabedin sayıklayan ölüleri ve otogar cinneti!
Üstünden şehir geçmiş içinden şair geçmiş bir yalnızlıktır otogar
çok içeri ağlamış çok görmüş bir eksoz kokusudur
zabıtanın allah kesildiği bir yol üstü kimsesizlik
'neresi abi' ile başlayan her cümleye 'yeter ulan 'lı bir isyandır!
Ah, içimdeki şehri terk eyleyen şiir
arkamdan el sallayan otogar
gidemediğim deniz
göremediğim dağ
Bükemediğim bilek
Ah, beni savaşın, zulmün ve yoksulluğun kollarında mutlu sanan yanılgı
Yorgan çekip zulmün başına çok kere ölmektir gece.
Hüzünden sıla çıkarıp 'evet ulan'
bu sefer yapabilirim,
sayabilirim gecenin gözleri yıldızları çemkirmesinde
yalnız olduğunun farkına varınca
parmak hesabı ile beraber olduğun gündüzleri
Bazı mezarlar vardır sen konuşunca gömüt olur.Eyüp peygamber sabrı ile billenir Kürt ve iman eder Ebu Cehil..
konuşursan ağır ağır yürür dağlar denizlere doğru.Her dağ içinde şiir taşır denize ve her dağı şair taşır sırtında, denize..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!