Öpmeye kıyamazdım o ellerini,
Bakmaya doyamazdım gözlerine
Koklayamazdım o mis kokunu,
Sarılamadım şöyle bir doyasıya
Hani şimdi nerede, o
Öpmelere kıyamadığım eller
Yüreğim kanlar içinde
Boğucu bir karanlığın tam ortasında,
Sonlarını yaşarken bu gençliğin
Ben çocukluğumu özlüyorum
Bu gün her şey sustu
Gözler sustu, sustu sözler
Yıldızlar sustu
Sustu gökyüzü karanlığını gömülerek
Toprak sustu, insanlar sustu
Kalemler sustu
Tek kişilik hücremde yalnızım ben,
Ranzam, kitaplarım.
Hayallerimi sarip,
Nefes nefes küllendirdiğim cigaram.
Üst üste gelen korku nöbetleri,
Kırık dökük bir ıslık çalarak geldim
Adım adım kovalıyarak geceyi
Liğme liğme olmuş bir yüreği
Avuçlarımda sundum size
Sırtıma saplanan kanlı hançerle
Ayaklarıma dolanan
Yar dediğin yüreğini, avucunda getirip ortaya koymalı
Şiir gibi derin, manalı bakmalı,
İstanbul gibi alımlı, çekici olmalı
Heybetli, sadece bakışlarıyla depremler başlatmalı
Çatlamış dudaklarından mübarek dualar dökülmeli,
Ağlayınca adın dökülür gözyaşlarımla
Kamaşır gözlerim bakamaz gözlerine
Ellerini tutamam ellerimle
Dayanamaz kalbim çekip gidince
Bu gece sustuk, ay'la
Başımızı eğerek
Tüm aydınlara
siyah bir perde çekerek
Özlemlerimizi kalbimize gömerek
Suskun suskun yarınları bekleyerek
Gülünce insanlar mutlu sandı beni,
Artık ağlıyacağım şeylere bile güler oldum
Ne gariptir ama
Mutlulukta ağlattı beni ahh
Kadıköy'e doğru yol alıyordu vapur
Martılar uçuşuyordu
Yarışıyordu birbirleriyle
Çocuksu bir çoşkuyla
Dalgalar vuruyordu vapura
Usul dokunuşlarla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!