tespihin demkeş tanesi perişan
bana varmadı senden dönen yol
aşkım
iki gözüm kadar uzak
sayfalar pürmelâl
selviden öte değil ki bahar
güneşle üşüdüm kandilin hatrına
göğümde yağmur asılı kaldı
öptüm fatsa’yı kıyısından
gerdanında yakamoz
uyan
tuluma yanık deniz kokan türküde
sür güneşin alnına gözün kayıp ferini
bulut ol...yağmur düş
söndür ölümün çatlak sesini
Kazım Koyuncu anısına...
içinden esme ağla
gözlerinle yıka geceyi
sakalına ak düşmüş toprağın çoban yeli
eşkıya bir türküdür dilinde nasır
kavalın sesi yok sırtımda dağ ölü
güneşe nasıl inanır
zindanda büyürken gece
afgan bir çocuğun ömrüdür keder
toprağı rehin sığınakta istiklal
zenci yürekte beyaz kamçıdır açlık
basra da boğulur insan doyuran her kural
ah bu yalnızlık
bu uçurum kenarı yaşamak
göğsümde ayaz kurusu çarpıntı
sol yanıma düşen cemre gibiydi sesin
bir sustun
yüreğimle tırmaladım gözlerimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!