İlahın gözlemi, şimdi anı olan totem dönemli yaşayışı bilmekle soyuttu. İnşa ettiği melezi dönemle somuttu. Melezin gözlemi kendi yaşantısını içselleşişle somuttu. İlahlar, melezin bilmedikleri gaibe ait bildirimlerde bulunmalarıyla da soyut ve fantastikti. İlahın gaibe dek anlatımları melezlerine anlaşılmaz geliyordu.
Melezin gözlemi içinde oluşla gözlediği durumlarla ve melez kendisinin kendi geçiş ritüelinde edindikleri deneyimlerden edindiği algılarla felsefesini kurguluyordu. Yetişkin melez, başka kişilere uygulanan ritüeli süreçlerin içine dahi imgelem oluşla kendisini koyuyordu. Kendi geçmişindeki, kendi geçiş ritüelinin de böyle olduğunu gözlemleriyle, özdeşleştiriyordu.
İttifak içindeki melez kişiler bu türden sosyal öğrenmeli süreçleri iki yönden algılıyorlardı. Bunlardan birisi, ilahların ilah oluşları nedenle kendilerine bu kabilden ritüeli süreç uygular olmaktan muaf olmalarıydı.
İkincisi ilahların; ritüel ayinini yapan, yaptıran bir buyurma olmalarıydı. Melez ile ilah arasındaki bu gözlemsel fark bile bir basınç ve baskı kırılmasıydı. Böylece bu baskılar ve basınçlar, İlah-melez ilah-insan duygulu mana olmanın ilişkileri oluşuyla yaşanıyordu.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta