Zaman, en çok papatya soykırımından yargılanmalı!
Kısık sesli düşler çiziyorsun ellerime
cinsiyetini kaybetmiş bir renk utangaçlığı doğurur gibi.
Uykuma gelişlerinin gürültüsü
uyutacak ninniler hâlâ var.. dedirtiyor
ve sonra
bir adamı tenhasından öpmenin inceliği, sen dolduruyor mahçupluğuma
Yüreğinde bir ağacı büyütmek;
yüreğime bir insan ekmektir
Kalem-kağıt sevişmesinden bağımsız anlatılmalısın
ki,
konuşmadan ben,
duyarken sen
ne kararsız ne de eksiktir söz
tüm duvarlarımda çerçevelidir dinginliğin
seni gören her ayna çivilenmiştir olduğu yere
kırılamaz.. parçalanamaz
zira yedi yıl sevgisiz kalmana
hiçbir cam parçası inançsız kalamaz!
olur ya,
kanarsan.. kabuk tutma olduğun yerde..
en çokta sakın acıma içimde
sözlerin siyah sür’ç’mesini çeker her karşıma geçişinde..
aksine öyle güzel görünür,
öyle hayra yorulmaz.
vadesi gelmemiş bir ölümü
intihar paklar samimiyeti sarar havayı,
o kadar parça parça ve defalarca
bir o kadar yavaş..
toplatılmış kitap gücünde
su asaletinde
aşk`ın ulusal marşı çalar fonda/acının içinde yine en çok kara
kalemimin ucu seninle açılır, avaz avaz sivrilt şiirlerimi
Kim demiş bir solukta yaratıldın.. diye!
Sevda DeveciKayıt Tarihi : 19.3.2010 18:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)