Yaş geldi altmışa dayandı Fehmi,
Artık yeller acı-acı esiyor.
Her duyduğum lafa kafa takıyom,
Yılan diller nefesimi kesiyor.
Ağrıma gidiyor en ufak kusur,
Ağzımdan çıkana oluyom esir,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çayır çimen bir gün döner samana
Dirense de yenik düşer zamana
Gücü tükenince gelir imâna
Çılgın yeller artık sâkin esiyor......Metanet Yazıcı
Bu her yaşayanı ilgilendiren bir konu eee bende 60 yaşın içinde olduğum için okurken düşündürdü,yüreğine sağlık,tam puan + Antoloji
Yürek sesinizi yansıtan dizeler geçmişten geleceğe geçen bir yaşamın hüzünlerini yansıtan duyguların içten duyarlılığı anlamlı ve güzeldi Hasan Bey , yürekten kutlarım.(10on)
usta'ca bir çalışma, hem yürek hem kalem konuşmuş.
şairin, dostuna en güzel hediyesi şiir olurmuş :))
saygımla.
üstadım yaşlansakta önemli olan gönlün genç kalabilmesidir.
yaşlanınca yatmak değil üretmek hasan abim yaşlansakta hayat
yaşamaya değer duygunuzu şiire yansıtırak güzelliğini
pekiştirmişsiniz.yüreğine kalemine sağlık abim .başarılarınız
daim olsun
Değerli üstadım ve aziz kardeşim sen yazarsında olmaz mı.
Harika olmuş tebrikler. Bir dörtlük te bandan olsun dedim.
Selam, sevgi ve hurmetlerimle. Tam puan ve +Ant.
Dert bizim kim yanar, biz yanacağız
Bilmem ki ne zaman uyanacağız
Bu zillete nasıl dayanacağız
Zulum dünyamıza çirkef kusuyor. S. Karahocagil
mısralara tat verendir hece, kafiye, cinas ayaklar.
Serbest şiir yazımını küçümsemiyorum ama şu şiirde ki tadı çok az nesir şiir verebilir. Zira hece vezni Türk şiirinin köküdür, özüdür.
Yürekten tebrik ediyorum ağabeyim.
Hürmetler
kutluyorum..saygılar
Yaşa başa bakmıyormuş demek ki.O esinin gelmesini beklemek gerekiyor.Taşıma su yerine kanallar bağlansa bile dönmez kimi kez değirmenler.
Beklenilen konuk geldi ki şiirin en güzel odasında ağırlanıyor.
Çok güzeldi.
Kutluyorum Efendim.
Nicelerine.Erdemle.
Tekniği için birşey söyleyemem ama kardeşiniz Fehmi'nin istediği olmuş..., kalem konuşmuş, doğru konuşmuş...
Kutluyorum sayın Hasan Korkut...
Bu şiir ile ilgili 61 tane yorum bulunmakta