Hayat zorlu bir bilmece
Aşk ise en güç soru
Yeter ağlama böyle her gece
Yoksa kapıda ömrünün sonu
Bir tevazu eğilmiş.
Oturuyor sırada.
Sıra taşıdığı,
O değerden habersiz.
Engin YILMAZ'a
Hendek
Yalnızlığımda vurur yıllanmış sancılar,
Gurbet ellerin tenhalarında.
Resmi çizilir yörük sevdamın,
Köhne düşlerimin dört duvarında.
Gölgesi düşer gönlüme gözlerinin,
Öksüzü olduk bu toprakların.
Ana duygumuzu gömdük Çanakkale'ye.
İnsan olduğumuzu söyleyecek zamanın,
Müjdesini bekliyoruz bu günlerde.
şiir şiir mi oluyor imgeyle mimgeyle
yoksa üslup mu deniyor şiire
halkı mı yazacağım halka mı
size ne yahu ben yazıyorsam
ölmemek delirmemek için
senin ne hakkın var benim
Bir orman vardı, meranın üzerinde.
Ormanın altında iki ulu çınar.
Bir mera vardı, Fındıklı deresinde,
Fındıklı deresinin kıyısında bir pınar.
Yazları meradaydım,çobandım,yalnızdım.
Gelmek istedim,gelmek istediğimden habersiz,
Geldim,geldiğimi bilmeden önce çaresiz,
Sonra ümidimi boğdu,baş cellat yeis,
Şimdi sobanın iniltisi çis çis...
Unutuyorum dağ çiçeklerinin buluttan dökülen suyla doğduklarını,
Son sevgi damlacığı süzülüyor haziranın
Yanık yüzünün acı titreyişleri arasından
Gözlerinden yağmur kaynıyor ılık ılık
Kavurucu sıcağa inat bol bol
Kavuşamamanın hasreti geliyor dudaklarıma
Biraz tuzlu,tuzlu olduğu kadar da sevgili.
Bir gönül yaram var
Başlangıcı doğumum
Bir kahpem var
Can yoldaşım dostum
Herşeye inat yaşıyorum yaşıyorum
Suyu çekilen canımın tam ortasında ayak izlerin,
Serçe parmağında ben gül.
Kavuşmak toprağa kaldı,
Bundan sonra sevdama beyhude gül
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!