Tamda rayına yeni oturmuştu hayatım, ne bir eksik ne bir fazla.
Olması gerekenden kat kat kıymetli, tahmin edilenden çok daha fazla.
Ah birde şu insanoğlu şaşar da beşerde olmasaydı. Gün gelir herkesi affedersin, ama tortusunu nasıl sileceksin. Gün gelecek herkes tarafından sevileceksin, ama bunu hak ettiğini nereden bileceksin.
Hangi teraziye göre tartacağım, doğru ve yanlışlarımı.
İçgüdülerim mi, hislerim mi yoksa mantığım mı yardım edecek bana
Kendimi sakin bir koyda bulmayı mı arzuluyorum, yoksa çılgınca bir seyahatin ortasında mı? Bilemiyorum.
Beynim bunca düşüncenin arasında hayal kurmama bile müsaade etmiyor. Çok yoğun…
Bir yerlerde bir köşem olsun istiyorum. Durmadan yazdığım.
Sığınıp, saklanabileceğim bir kuytu.
Kimse ama hiçbir kimsenin varlığımı orada bulamayacağı bir yokluk istiyorum.
Anlatması namümkün.
Eskileri özledim.
Eski vitrinleri, dantelleri, rutubet kokan mutlulukları.
Birkaç zeytin ve bir dilim peynir kalan boş dolabı. Herkesin akşam ezanı okunduğunda, ıslanan yağmurdan kaçarcasına evlerine dolaştığı çocukluğu.
Baba eve gelecek korkusunu. Anne terliğini…
Artık evlerimiz lüks, terlik değil çorap bile nadir kullanılır olmadı mı?
Bir çift ayakkabıyla koca seneyi devirirken bizler, şimdi hangisini giyeceğim telaşına kapılıp depresif olmadık mı?
Fazlalık yordu bizi sanırsam. Fazlamıyız dünya sence?
Artarsak kime kalırız?
Kayıt Tarihi : 3.3.2019 09:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!