Bu gün bir ters bir düz çıkıyor ağzımdan lehçe
Anlamsız bilmem neden neye bu gerekçe
Düşünceler farklı, farklı konuşulmaz olmuş mertçe
Çoğa koydum almaz, azda dolmaz tutturamadım derece
Bir çok tersi birleştirip çıkartamadım bir tana düz
Sekerken yürümeyi unuttu şimdi karga
Haykırır ne oldu bana atıyor nara
Unuttun yürümeyi ne ararsın havada
Gitti boşa dökülen kanlar heyy sakarya.
Haniya geçilmezdi çanakkale
Sabah besmele ile çıktın işe,binmek için arabana
Kıvrılmış acı ile çöküp yan tarafına
Toplanıp tanıdıklar birden etrafına
Yöneldi acı sesi ile ambulans tıp tarafına
Bir telofon sesi alo dedim Berrin ablaya
İnsan var madde deyince görmüyor hiçbir şeyi gözü
Dilde konuştuğu insanlık adına her bir sözü
Kaybette gör ortaya çıkıyor gerçek yüzü
Göre bilirsin ozaman eşeği öküzü
Gelmeyince başa farkına varamaz her insan
Hiç bir günah kalmazmış gizli
Onlar işledi aşk cinayeti,biz sevabına girdik tuttuk dili
Etmedimde intizar,dilesemde mutluluk,çalıyor şimdi ayrılık zili
Anlatmadan anlanmaz bilemessiniz derdimi
Bir zamanlar adım çıktı bir kızla
Unutamıyorum bir tanam ben seni
Hatırlarmısın sende anıp beni
Ağarsa saçın olsada elinde asa
Unutmam unutamam ben seni asla
O bebek yüzünü bozsada acımasız ayrılık yılları
Demedimde de daha ben seviyorum diye
Görüntüde var sözlü yok bir ses gidemiyorum ileriye
Çağrılır adım hitap eder ellerin yanında abi diye
Ne zormuş dumansız yanmak boğdururlar aslanı kediye
Kalem ile kemali birleştirmek gerek
Değilsin sen deniz bende gemi nede direği
Bu aşk için ne yapılacaksa yapılsın gereği
Ben kaainat sende değilsin meleği
Benzemez bu iş,kayan yıldızlara tutmak dileği
Görürüm gözlerinde ifade yüzünde nakışın
Dertler kolluk tutar bende herzaman
Misafir hanemidir bu beden eyledi mekan
Şifa uğramaz bana vermez aman.
Derler ya zaman ilacıdır her şeyin
Kobayı oldum ben her deneyin
Bu aşkı yaşamadım yazarken yorulmuşum
Sevgiyi icraatsız parmaklarımla yoğurmuşum
Kalp anahtarını bulamadan kapıdan kovulmuşum
Yaşanmamış aşklara bile konu olmuşum
Denize düş ama ıslanma diyorlar
100. Yıl Marşım