Ey aczin yamaçlarında tulu eden
başıboş sergerdan avare
çeşit çeşit zevklerine meftun olunan gençlik
İşte ötede değil bir soluk içerde
soluk soluğa vede dalga dalga
İnsan gizemlidir bilinmez arzusu
çoğu şeye bulanır bakışları
çoğu şeye el atar durur
arzuları ebedkardır uzar da gider
İnsandır kanında var sever de ağlatır da
ve artık aramıyor gözlerim son gidişleri
sıkıştırıp katlamıyorum vefasız bakışları
saldım meçhullere yarınsız gülüşleri
ve herkes zanneder ki ezilip gitti herşey
kolay mı sandılar yitip gitmeleri...
Ve hayalin yordamlığı
yani düşey eksendeki yitirişler
gölgenin uzaklara yakınlara düştüğü anlar
ritmik ve ardışık gülüşler
yağmursuz ve umutsuz sabahlar
Halisliğini yitirmiş ne çok gün var
ne çok günahkar zaman birikti alnımızda
ey uykularda bükülen sabah
yok mu diriltecek hüşyar bir felek
yoksa ıssızığa mı sığındı inayet
ıtrın dudağındaki tebessüm
Koşma yetişemezsin yokluğa
günü gelir günü gider
zira dilsizdir zaman
zira ıssızdır sular
Koşma yetişemezsin yokluğa
Ve muhakkaktır bir güngözlerden uykunun akacağı
çökecektir sineye bir son gidiş
kime yaren kalacak ki şu durak
doyumsuz bir rüyayla ayrılıp gideceğiz
düğümlenip kalacak ilk sevdalar
nedametsiz günlere hesaplar vereceğiz...
Bu kaçıncı hasretimdir kanatsız yanıp tutuşan
senden uzak yuvarlanıp gidiyor geceler
yine almış başını zaman
seni benden koparıyor başucumda köpüren karanlıklar
Ne çok şey var sebepsiz aramızda biriken
Gün taze tıpkı somun bir ekmek gibi
kokusu sindikçe siniyor göğsüme
guguk kuşları mırıldanıp duruyor yine
hava keskin bir bıçak gibi
ve düşüncelerim çırılçıplak
Ey sabah
ağarmaya yüz tutan saçlarımda
yine belirdi ışığın
hissiyatıma be tercüman bakışın
ikimizinde yüzünde
ayrılık rüzgarları esiyor yine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!