faydasız yazılardır bunlar... okumayın...laf kalabalığı bunlar, zamanınızı öldürmeyin...
hayatın neresindeyim... geldiğim yer neresi !
mecram bu mu benim, böyle miymiş benim yolum? ?
sorular, sorular sorular... çok zaman yılgınlığımız olan sorular... yenilgilerimiz olan sorular... geçtim hepsinden, yine geçiyorum...
sorduğum her sorunun yanıtı şimdi: epistemolojik bir enkazın altındayım... ben basit yaşamların insanıydım, basit cevapların ve soruların...
epistemoloji... üzerime yüzyıl çöküyor, eziliyorum, soluksuzum....
epistemoloji.... neredeyim....burası nesir, burası sözcüklerin çok olduğu yer, zaman...
epistemoloji....
ben buralı değilim...ülkem hangi çağ, hangi söz benim evim... ben buralı değilim...
epistemoloji... bir kasveti var soluduğum bu havanın...
ben buralı değilim.... hangi özlemde saklı aidiyetlerim? ? ?
ben ki Kasımlara kalın kazaklar giydirdim her sonbaharda üşümesinler diye?
ben ki yalnız hissetmesin diye benzi solmuş sonbaharlar, pastelini sevdim tüm renklerin..
kesildiğini gördüğüm ağaçların kulaklarına fısıldadım özürlerimi
kaçak ve komşu yıldızlar doluştular göğüme-sınır ihlali yapmışlardı- düşlerimde ağırladım taşıdıkları umutları...
ezberimi bozdum gülsün diye bi kerecik yağmurlar, inansınlar diye hüzün getirmediklerine kahkahalara boğdum kendimi..
öpsem, sevişsem seninle uyanır mısın dedim içimdeki vicdana
karıncanın hakkını aradım ekmeğini alan börtü böcekten
tomurcukların gülüşlerine astım gözyaşlarımı bir sonbaharda bana ayvayı narı böğürtleni borçlansınlar diye-burada çağın elleri değer bana, tecavüze uğrarım çağdan yana, çıkarcılık, pragmatizmden bende nasiplenirim-
ve elimden tutup yürüttü beni bir su damlası varolma savaşını anlatırken bana..
kendi mümkünümüzü yaşamaya geldik, seni umutlandırmak için değil dediler bana tarih, insan, doğa ve hayvan... tüm canlılık...
biliyorum anlamsız sözlerim, faydasız... episteme, episteme, episteme.... faydasızlığım bundan...
ben şiirine aşıktım hayatın, nesirlerle seviştim!
platonik bi aşk benim şiire adanmışlığım, bir kere yüzüme dahi bakmasa bile şiir.. nesirler de bana aşık şimdi... bu yüzden benim tüm sözcüklerim muratsızdır, varamamıştır yarine, ulaşamamıştır sevgiliye... bu yüzden hep bi hüzün vardır tüm gülüşlerimde...
birgün işte belki birgün sevişeceğim şiirlerle bende...
-peki bi kere gülsem, aşık olur musun sen de gülüşüme ey ŞİİR! -
YAZININ TERCÜMESİ:
epistemoloji, nesir... çağımız dünyasının düşünce dilidir, ifade biçimidir aslında... şiirler ise geçtiğimiz zamanlara çağlara, aşklara, vicdana, doğaya aşkımızın simgesidir bir bakıma
bu yazı nesirle şiir arasında kalmışlığımın ifadesidir. bu yüzden ne nesir ne şiirdir..
bu yazı egoyla eko, nesirle şiir, hiyerarşiyle ekoloji, dikey ve yatay arasındaki sıkışmışlığımın ifadesidir. ne nesirdir ne şiir...
benin kimlik arayışıdır... kişiliğini arayışıdır.
bu yazı kimseyi bağlamaz. okumayın demiştim. faydası yok kimseye...
vicdanlarınızı rahatlatmayacak, sizi mutlu etmeyecek...
benim durduğum yer bu yüzden ARAF! ne cennet ne cehennem... bu yüzden ARAF!
ama umarım birgün bir ŞİİR olup akacak benim de hayatım... birgün çıkacak belki sabırla bir yazanım... sıradan basit, birtek özneden başka yormadan, kırmadan hiçbir sözcüğü... bir yazanım çıkacak birgün sabırla...arafımı...
-ben uyarmıştım okumayın diye - zaman kaybı !
Kayıt Tarihi : 31.7.2012 21:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!