Sen...
Bir İlkbahar sabahında
Ansızın açıveren pembe bir gül,
Sen kulaklarıma çok hoş gelen
Tatlı bir nağme.
Sen...
Kapım çalındı dün yine,
Gelen sendin.
Sevgiyle baktım,
Sevindim sonsuz...
Görüşmeyeli çok zaman olmuştu.
Kollarımı doladım boynuna
Yaman esti ayrılık rüzgarı,
Yaman...
Savurdu bizi,bir oraya bir buraya
Geçen zaman
Hep gönül gezdirdik,bir yerlerde
Acılar tükendi,sevinçler yarım.
Gidemedim sensizliğe,
Yollarım tıkandı.
Gözümde yaş, boğazım düğümlendi.
Gidemedim sensizliğe.
Çıplak yürüyorum yollarda
Haydi tut ellerimden
Kaldır beni şu kahrolası
Yarden...
Umulmadık bir anda ansızın
Çıkagel...
Yokluğunu hissettirmeden.
Karlı bir kış günü,soğuk ve fırtına.
Yola düştüm sensiz.
Gidiyorum işte şimdi.
Ayrılık saati gelmiş,
Biliyorsun değil mi?
Sevgiye...
Gideceksin buradan,ben yanında olmadan.
Kuru bir vedayı bile sen çok gördün yaradan.
Bu kaçıncı gidişin,bu kaçıncı elvedan,
Yüzünü göremeden gidiyorum buradan.
Eğer insanlar dünyaya
İkinci kez gelselerdi
Ben sana kara sevdalı,
Sen evet sen beni tanımaya
Bir başka dünyalı olurdun belki.
Dün sana rastladım çıkmaz bir sokakta.
Bana doğru geldin,gülümsedin.
Gözlerinin elası takılmıştı gözlerime.
Gülüşün,bakışın,hoş tavırların.
Dün sana rastladım çıkılmaz bir sevdanın ardından.
Beni ve yüreğimi alıp
Diyar diyar gezdirme.
Bil ki çok yorgun onlar.
Yılların yitirilmiş acıları,
Mutsuzlukları var onlarda.
Dokunma keyiflerine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!