Seni çok seviyorum
adını her anışımda gece ölüyor kahrından
çaresizim
çünkü bu sevgi
ekseninden kayan gezegen oldu
Aramızda
kırmızı güllerin yanına işlenmiş
siyah puantiyeli bir eşarp
ve önünde
tehlikeli sözler fısıldayan
simsiyah saçlar varken
Bile bile sürgün geldiğim bu hezeyanda
seni arıyorum yana yakıla
bir gölge geliyor ardımsıra korkarak
ve kulağıma çalınan seslerin uğultusu vuruyor
içimde eksik bir duygunun acısıyla
evsiz bir duman boşluğunun ardından bakıyorum İstanbul'a
Önceleri siyah bir inciydi avucumda sımsıkı tuttuğum
başı dönmüş hayaller vardı bir karış ötemde
ben hep kendime dönmek isterdim benliğimden uzaklaşarak
ama inci yapışırdı avucuma bırakmazdı beni
kendini benimle paylaşarak
sonra bir kara aydınlık sardı her yanımı
Ön tekeri küçük arka tekeri büyük bir bisiklet gibi hayat. Bu yüzden etraf kıçı kırıklarla dolu.
Bir isyan gibiydi gidişin
zamansızlığa yenilmiş kısa bir düş
ve ipi çekilmiş
idamlık bir masumiyetti aslında
giderken benden esirgediğin gülüş! ..
Dayan küçüğüm
hele biraz zaman geçsin
sen de büyürsün
dayan küçüğüm dayan
hele biraz geçsin zaman
sen de aslında sevginin
Erteleme!
yalvarırım bahanelerine binip de gitme bu şehirden
son sefer, bu son sefer deme
ne kaldı eline gittiğin ilk seferden?
es geçme!
kölen olayım sallama umutlarını boşluğa gerdiğin telden
Sabah uyandım. Saat 09.30du. Yeni bir güne eski günlere acıyla bir sitem yollayarak merhaba dedim. Geceleri başıma diken olan sırdaşım; yastığımdan kaldırdım o kadersiz başımı. Geçmişimin fihristesi telefonum sırdaşımın yanında duruyordu. Aldım. Baktım beni düşündüren o mesajını gördüm. Aklımda sana dair soru işaretleri vardı. Mesajın o soru işaretlerini teyit eder cinstendi. Okudum, aklım daha da karıştı. Ama ben seni seviyordum...
Rutin hazırlıkları yaptım. Bir gece öncesinden sözüm vardı kafeye gittim. Kahvaltı yapıyorduk gülüp eğlenerek ama aklımın bir köşesinde o soru işaretleri vardı. Dün gece saat üçte yazdığım şiiri okudum heyecanla Duygu Ablaya. Beğendi; üzerine konuştuk, espriler yaptık. İşin yoğun olduğu saatti. Ben bilgisayar başında oturup internetten ablamla konuşuyordum. Aklımda; içimde hep taşıdığım umut, dilimde söylemek istemediğim ama söylediğim söz: Yine gelmeyecek bu... Bugün de geçen günlerdeki gibi yüreğime gelmeyeceğinin sinyalleri geliyordu. Aramaman, gelen bu sinyalleri; gelmeyeceğini teyit eder cinstendi. Hissettim, hislerim daha da karıştı. Ama ben seni seviyordum...
Sonra aradın. Sevindim ama kendimi frenledim. Ya beklediğim söz gelmezse? Dudaklarımın yanaklarıma doğru yayılışına engel olamadım. Sordum, iyi misin dedim. Sen; iyi olmadığını hastalandığını söyledin. Gelmemek için bahane ediyor, gelmeyecek dedim, kahroldum. Bir an titredim, kendime geldim. Bahane bile olsa rahatsız, iyiliğini istemez misin dedim içimden. Sonra sustum... Sen iyi ol da ne zaman gelirsen artık. Sonra kapattık telefonu. Yine gelmiyor dedim. Sözlerin; soru işaretlerini, hislerimi teyit eder cinstendi. Düşündüm, düşüncelerim daha da karıştı. Ama ben seni seviyordum...
Ne yana gitsem
mavinin başka bir tonuyla karşılaştım
bazen laciverde çalar oldu mavi
korkularım aklıma geldi
kabarıp üstüme üstüme gelen dalgalar
dövdü bazen surlarımı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!