Bu gece tren raylarında bulundu bir ceset
Bu kızıl renklerde kaybolan kimdir?
Tut bütün korkularını içinde hapset
Senin en büyük korkun bilmesen de benimdir
Damla damla içinde korkum birikir
...
Belki bir taşın girintisinden
Kırıklarından
Kırıklarından saçların, yolların, duvarların, ikimizin
Nehir gibi aktığı zamanlardan aşkımızın
Kararmış semadaki bulut
Yaza kalmış iki ayımız.
Hep beraber yaşayıp varacağız.
Buluttaki kimse lütfen yağınız.
Alkol hala damarımda
Bir kaç tanımadığım insan var.
Kim bu devrilen masalarda?
Kim bu bedenimi kontrol eden hovarda?
Susuzluk diz boyu kuru bir çöle dönmüş dil
İçimdeki şeytan öyle kızgın öyle eril
Avuçlarına ufacık kor atılmış ellerin,
Kollarına uzanan hafif esmerliğin,
Uçlarından temas eden kaşların ve kirpiğin,
Senin baktığını öldürmek ne zor.
Bakışınla eridiğini görsem demirin,
Bir sigara için çıkmışımdır balkona,
O harlı çakmaktan bir dal daha yanar.
Sokak ışıkları vardır yolun karşısında,
Ben sigaramın ufacık ışıyla burada.
Yudum yudum içmişimdir, birer birer dertlerimi,
Sanki kurtuluyor gibi harmanlayıp dumanımla.
Güneşin sıcak renkleri harcadığı zamanlar. Nemli bulutların hazırlandığı balo.
Yaprakların kuşlarla oturacağı son anlar, Gündüzün geceye kaybettiği düello...
Şimdiye kurulmuş hayallerim vardı,
Onca yaydan atılmış isabetsiz oklar...
O zamanlar gönlümü şiir öyle yakardı,
Şimdi bakınca şiir, bu gönülde ne arar?
Galiba hayatımın amacıdır sanmıştım,
Gece vapuru yansımalarıyla deniz,
Su birikintisinin hayaliyle biz.
Gece vapurunda bir ressam onda bir hanende,
Ay tepede ve en parlak halinde.
İleride bir kapı uzunca dehlize bakar,
İki kırık gönül aynı denize bakar.
Eski bir yelkenli bir ayrılık görmüş
Kırk yılı aşmış hatırası
Eski bir yelkenli diyorum bir ayrılığa vesile
Kaç senedir cefasıyla sevişmiş hicranın.
Buz gibi su gövdesine taarruzda
Kendisi çürümekte kuruntusuyla bir anın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!