Aşk için beş harf verilmiş,
Kalp titreyerek allah demiş.
Kul secdede rabbini bilmiş,
Gönlüm bu aşka nasıl doyar.
Günde beş vakit farz verildi,
Seni sevdim bilirsin,
Hayatımın tek gerçeğisin.
Gönlümün sahibisin,
Ah yüzünü görsem sevgili.
Ay gibi parlaksın,
İkimizde aynı gün doğmuşuz,
Sen kuş tüyü yastık üzerinde
Ben ise kırlarda kan üzerinde
İkimizi de emzirmişler
Seni varlık içinde
Beni ise sefalette
Döke döke ecel teri
Hiç bekleme dönmem geri
Sevmez oldum geceleri
Katre yaş kalmadı gözde
Sol yanıma yaptın devrim
Bir zamanlar seni sevdiğini sandığın bir insanın arkasından bakakalmak, kaldığın yerden bakmak öyle bir acı ki. Çünkü anladım ki; hayat bir insana dolu dolu mutluluklar sunmuyor hiç bir zaman ve acı var oluyor. Acıdan korkmuyorum, sadece dik duruyorum.
Kendimden bahsediyorum. Ardından toplamaya çalıştığım zamanlardan. Aslında bakarsan; insanın acısını kendinden başkası anlamıyor. Ama bekliyor işte. Bir gün yaslanacağı bir omuz, bakarak içindekileri haykıracağı bir çift göze ihtiyaç duymuyor değil.
Şu aralar yaptığım en büyük şey, sabırla beklemek.
Bakıyor
Bakıyorum
Gözlerim kaçıyor
Uzaklara gülüyor
Bu ne biçim aşk anlamadım
Bir omzundan tutacağım
Yüreğimde bir hançer
Düşüncemde bir mahşer
Karanlık sokaklarda
Yoksun artık yanımda
Aldı götürdü yıllar
Taze gül yaprakları dökülüyor dilinden,
Dudaklarında tütün kokusu.
Dinlesen yüreğimin sesini,
Yeniden yeşerecekti filizim.
Saçların dolanacaktı yüzüme
Bekar değil, evli isen,
Nişanlı değil, sözlü isen.
Benim gibi dertli isen,
Bu sevda bitmez arkadaş.
Şair değil, yazar isen,
Ben bir ağacın parçasıyım,
Kalbi çok kırılmış, eşyayım.
Neticede ben bir fidanım,
Canıma kıydılar anacım.
Ömrümden ise ömür gitti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!