Olmasan olmaz mıydı içimde
Bilmeseydim seni hiç
Yoluma çıkmasaydın bir bahar vakti
Görmeseydim gülüşünü
Sesini duymasaydım
Saçının savruluşunu
Bir yerlerdeyim bilmediğim
Cehennemde belki cennetteyim
Belki son nefes son çizgide
Seni gördüm ecelde ölmekteyim.
Şiirler asılı hala duvarda
Takvimler değişiyor
Günden güne çoğalıyor yalnızlığımız
İçimizi bir yangın kasıp kavuruyor da
Duyulmuyor çığlıklarımız
Sımsıkı saramamak sonra
Gözlerine bakıyorum
Gözlerinin içine
Ellerin ellerimin içinde
Bir şeyler içiyoruz
Çay belki kahve
Bir şarkı karışıyor sözümüze
Yalnızım
Sakallarım uzadı iyice
Bitiremediğim kitapları okuyorum
İzlemediğim filmlere sardım bu sıralar
Yalnızım
Sanırım hep böyle kalacağım
Ah çarpık hikayem
Ah kurak toprağım
Başımı döndüren alem
Ruhumu kirleten zaman
Savaşım var sizinle
Dişe diş, bana ben
Sen sonbaharı seversin
Ben yalnızca seni
Uzaktan sevişini
Bahar gibi gelişini
Fön rüzgarları gibi savruk
Öğle güneşi gibi kavruk
Şimşekler!
Yine olmadık bir anda
Yine sığınacak yerim yok
Ürperiyorum
Yıldırım düşecek on üç saniye sonra
Nereye düşecek?
Ayaza çekiyor geceler
Bir yanım hep hüzün
Diplerinde boğan sessizce
Yüreğimi parçalayan satır satır
Şarkılar
Susardım ben
Sen susardın
İkimiz de susardık
Birbirimize susarken
Oysa konuşurduk bazen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!