Ne kaşına ne gözüne,
Nede o tatlı sözüne,
Baktığım zaman yüzüne,
Cemal'ine kurban olurum...
Ne yağmura ne bulut'a,
Dar ve uzun bir sokaktı,
Oturduğumuz yer.
İyi komşuluklar,
Sıkı dostluklar vardı,
Karnını doyurma telaşında idi herkes,
Fazlasında gözü yoktu kimsenin.
Seksenli yılarda,
Öğretmen olmaktı öğretmenlik.
Sıcağın faydalarını anlatmaktı,
Sobalı sınıflarda.
Dört kişiyi sığdırmaktı yanyana,
Bir bebek gibisin masum,
Hiç birşey kadar tertemiz,
Henüz kötülük değmemiş yüreğine.
Konuşmayı yeni öğreniyor gibi,
Tatlı ve İncitmiyor sözlerin.
Gözlerin kötü bakmayı bilmiyor,
kalmamışsa artık kalplerde merhamet,
ve almıyorsa insanlar hiçbirşeyden ibret,
acıtıyorsa canını sözler,ağlatıyorsa sabret,
birdamla gözyaşının bile hesabı sorulur elbet...
Erkenden uyandım bu sabah,
Defedilmiş bir uyku zaferi gözlerimle,
Geceden kalma,
Zibidi ve yaramaz.
Heyecanla fırladım yataktan,
Elimi yüzümü yıkadım,
Bana aşkı sorma ;
Tutamadan ellerini yasakcasına,
Bakamadan gözlerine tutsakcasına,
doyamadan daha aç kalmışcasına,
Bana aşkı sorma, nerden bileyim,
Bu ayrılık aşka illallah dedirtti.
Hiç birşeyden haberin yok senin,
Horultun gelir kulağıma derin derin,
Kim ne acılarda umrundamı senin,
Ölüyor şehir yalnızlıktan uyu gece uyu.
Azad olmuş karanlik zincirinden,
Yağmurdan sonra,
Soğuk rüzgârların eseceğini bile bile,
Ben her yağmurda ıslandım,
Sen diye diye...
Elimde karanfil var,
Dizimde yarim yatar.
Kalk gidelim sevdiğim,
Zalimler ayırırlar.
Elimde papatyalar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!