Ölümü yaşamak için doğan nicelerden biriyken, ölümü öldürmeye teşebbüsten tutuklandı. Kendine müebbet mahkum edildi. O gün bugündür, cezasının infazı için Kağan hücresinde kalmakta...
Hücresindeyken kimi şiir, yazı, tiyatro oyunları, kısa ve uzun metraj film senaryoları kaleme aldı. Akademisyenlik, oyunculuk, yazarlık, radyo sunuculuğu, garsonluk ve amelelik gibi bir çok sektörde çalıştı. Şimdi İstanbul ve Ankara'da, iş durumuna göre ikamet etmekte.
Biri yüksek lisans olmak üzere 6 bölümde okudu- İngilizce, İletişim, Oyunculuk, Tarih, ...
Lale ile dolu yarin bahçesi
Bahçesinde bir gül olsaydım keşke
Ne gündüzü oldum ne de gecesi
Yüreğinde bir an kalsaydım keşke
Canını canımdan bir pare bildim
İşte gidiyorum
Belki de son defa dönmemek üzere
Belki de son defa geziyorum sokakları
Son defa izliyorum gün batımını bu şehirde
Ve en son defa gizleniyorum
Gözlerin gözlerimden habersiz
Savaş yağar üstüme ama değmez tek kurşun
Benim siperim Allah, kim beni nasıl vursun! ! !
Konya / 2002
Açıkta seyreden limansız gemi
Bir gün fırtınada mola verecek
Bu azgın dalgalar hançer değil mi
Sanmam tek soluğa melhem sürecek
Manevralar boşa dümen perişan
Koy iki gözümü gözün yerine
Ağla gözlerimle solana kadar
Sazın bil gönlümü göm yüreğine
Sakla türkülerde çalana kadar
Feryadın feryadım acın acımdır
Yüzümde yüzünün portresi yoksa
Hangi ayna beni nereden tanır
Yıldızın elimden tutmayacaksa
Korkarım kendini yüksekte sanır
Yakınsın yakına uzaklık kadar
Gözlerimde bir telaş vuslatı bulmuş gibi
Lakin kelimelerim herdem hasret kokuyor
Bu nasıl bir ikilik bu nasıl bir çelişki
Deryada serinlerken sular beni yakıyor
9 kasım 2002
Gökyüzüm değildi dikenli teller
Bu demir kapılar nereden esti
Yıldızlardan bana tebessüm gönder
Burada suratlar yüzümü astı
Önce günler sonra saat yavaşlar
Ölünün mezara girmesi gibi
Vakti çoktan gelmiş bir zamanda git
Bana visalinin varması gibi
Varacağın yere varmasan da git
Git, buralar ağu buralar kurak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!