Hayat bir oyundur.
Biz de oyuncularız.
Ama iyi ama kötü rol yaparız.
Sonunda mükafatını alırız.
Şu garip dünyada; neler lazım neler,
Şeref, onur, haysiyet, ün...
Şu garip dünyada; neler lazım neler,
Şeker, yağ, et, süt, un...
Şu acayip dünyada; neler lazım neler,
Üzülme sen hiç öğretmenim,
Eski değerim kalmadı diye,
Bilirsinki sen öğretmenim,
Altını tanıyıverir sarrafiye.
Geçmiş gerçekten güzelmiş,
Zaman denilen,
O değerli hazine,
Farkedilemeden
Uçup gitti...
Sevdiklerimiz,
Yine gelmiş senin günün,
24 Kasımla iyi övün.
Hakkın hiç ödenmez,
Ama değerin de bilinmez.
Sen de zamanla değiştin,
Hep birileri dediği için yaşadım.
Şöyle şöyle yap dediler yaptım,
Sonunda neleri mi kazandım?
Kocaman hüzün bulutları.
Neden hep birileri istediği için;
Ramazan ayı sonunda geldi işte,
Ayların en güzelidir belki de,
Manevi kapılar açılır herkese,
Az da olsa hoş anılar kalır bellekte.
Zaman tünelinde akıp gidiyor zaman,
Aklı olan sevap kazanır her an,
Hey gidi barış güvercinim!
Noldu sana? Gel de söyle bana.
Rengin kararmış, hasta mısın?
Yoksa,büyük bir yasta mısın?
Söyleyemem ey aşık Garibi,
Adalet mefhumu sözlüklerde kaldı,
Hak,hukuk hep dillerde kaldı.
Vurguncular hep köşeyi dönerken,
Dürüstler maalesef sınıfta kaldı.
Meyve veren ağaç taşlanırnış,
Sen benim meyve ağacımsın.
Bazen hayata yeniden başlanırmış,
Sen benim meyve ağacımsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!