Tuğba’ma
Ümitsizlik çöllerinde kavrulup yandım
Kafamı gömüp uyumakta buldum çare
Dipsiz gafletimden nurunla uyandım
İmar etmeseydin olmuştum çoktan virane
Korktuğumu sanırdım hep, eve dönememekten bir gün
Asıl korktuğum yuvamı bıraktığım gibi bulamamakmış
Değil ki sılanın kendisi değişeceğinden, buna sebep
Bunca yıldan sonra ayrıldığım günkü gibi olamamakmış
Dönünce aynı lezzeti alamazsın sevdiğin tatlardan
Canım aşkım Tuğba'ma...
Ceylanım mâzeretin var niye hep kaçmak için
Çabucak benden usanmak neden âh böyle kolay
Güzelim böyle mesâfeyle oturmak nîçin
Hadi lütfen her ufak hâdiseden yapma olay
Adam yerine koymuyorsun diye
Kızmıyorum sana, korkma
Ben de biliyorum adam olamadım
Çocuk kaldım
Herkesin adımları büyürken
Nedir hayatın gayesi, naif bir mutluluk mu ki,
Aldatır bizi, mehtap misali bulutlu gecelerdeki
Ümitsiz gecelerde pencereme vurur bir iki,
Sonra sönüp gider, zulmetler kalır baki
Acı ve saadet, biri varken diğeri unutulur sanki
'Madem O var, sana bakar, sana herşey var. Asıl gurbette, kimsesizlikte kalan odur ki; iman ve teslimiyetle O'na intisab etmesin veya intisabına ehemmiyet vermesin.'
Ey nefsim...
Yıllarca kendini, en uzak gurbette sandın
Depresyon belirtileri arasında karamsarlık,
hayattan zevk alamama, uykunun artması...
Uyu bebeğim uyu
Ne verdi ki zaten sana uyanıkken şu hayat
Ayaktayken bir lezzet alamadın
Saatlerce aç çalışıp, eve yorgun argın dönmek,
Öğlen dağıtılan katığı saklayıp çocuklarına getirmek
Bir lokma fazla yesinler diye kilometrelerce yürümek
Ve sofradaki lokmayı önce yavrularına yedirmek
Meyveden sebzeden eksik kalmasınlar diye
Saatlerce pazarlarda hamallık etmek
Tuğba’ma
Derdime derman olacak o gözleri arardım
Gözlerine bakınca daha da eridim sarardım
Öyle bir dert verdin ki, Lokman edemez yardım
Yüreğimden kopup yükselen ah’ımsın
Ya çok acele ederim
Ya son dakkayı beklerim
Ya sapına kadar çalışırım
Ya dibine kadar salarım
Ya çok pintilik ederim
Ya saçar savururum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!