Geceyi giyinmiş
Sokak başında çığlık.
Sana karşı değil,
Senden...
Rüzgara binmiş,
Gelen şehire,köyden
Çiçekler,
Büktü boynunu
Saksılarda...
Oysa dün
Nede canlıydı
Hanımeli,papatya
Sıra sıra sahilde
Balıkçı kulübeleri
Dünyaya açılır
Küçük pencereleri
Gözlerin gibi,
Aydınlatır karanlık denizi.
Bir ses yükselir istasyonda
Kara taşlarda yankılar yaparak
Yükselir bu ses insafsızca
Ayrılık saatini noktalayarak.
Ardında;
Hıçkırıklar arasında
Annenin canından,
Can aldın bebeğim
Tan yeri ağarırken
Haziran gecesinde,
Senin için vuruştu o,
Ölümle...
Bir umut,
Bir parça zevk.
Karanlıklar da;
Gözyaşı,hüzün.
Mutsuzluk,yalnızlık
Yok oluş ölmek
Çocuğu sırtında
At kılı ipe dolanmış bir eli
Kınalı başında yaşmağı kirli
Baharı yaşıyor üstübaşı
Ayağında lastiğin karası
Masaları dolaşıyor gene falcı.
Sokak başlarında
Çöp varilleri,
Taşmış,yayılmış
İnsanların pisliği.
Eşeleyen o pisliği
Kedi!
Yalnızlığa ayak sürüdüm gecede
Gölgem,odanın bir köşesinde
Çökmüşüm yere
Dudaklarını,gözlerini çiziyorum
Saçlarını tarıyorum parmaklarımla
Tırnaklarım geçiyor duvara
Gece kapılıp giderken
Sabahın çoşkun seline
Ak duvağından sıyrılır
Bir gece de.
Yeşil giyer
Ağaçlar ve toprak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!