Sen ateş olsaydın yanıp derinde
Ben seninle küldüm diyebilirim
Aşk kitabının en güzel yerinde
Ben seninle böldüm diyebilirim
Koynuma aldığım yırtık bir resim
Gecenin koynuna süzülen yaşı
Döktüren değilde dökenler bilir
Yüreğinde taşır o kara taşı
Çektiren değilde çekenler bilir
Mezarıma savur sevda Külünü
Saçlarına aklar yağınca yazdan
Her gece bin defa öldün mü dostum
Bıkınca zalimin ettiği nazdan
Her gece bin defa öldün mü dostum
Bana gül diyorsun nasıl güleyim
Bıraktım demekle kurtuluş umma
Bilirim elbette sonum günahkar
Ardından gelmeyi istedim amma
Menzile varamam önüm günahkar
Bir bakışki senin güçlü silahın
Beyaz duvağına yağan ilk karım
Simana her cemre izinle düşer
Seni düşündükçe çöken efkarım
Gözüme bir ince sızınla düşer
Harami gönlüne yağma talanım
Yağmurlar yağdırsam çorak çölüne
Kuğular daldırsam sevda gölüne
Şekerli şerbeti sürsem diline
Duygusuz şairim senin gözün de
Meramım gözlerin kara gözlerin
Yansamda bir ömür aşkın közün de
Yorgun bedenimin ürkek limanı
Başımı belaya sala gözlerin
kazıdın ruhuma melek simanı
Akılsız başımı ala gözlerin
Beklemeyi bilen gelmeyi bilir
Yüreğime çakılan eflatun sancısın
Ben yılların yorgunu sen zalim hancısın
Felek benden götürdü sen ise hep yancısın
Yüreğin sevdaları bana niye taşıttı
Bu şefkatsiz yılların esiriyim neden
Seninle farkımız çoktu aslında
Sen yüreğine taş koymuştun ben sevdana baş
Senin dünyanda ben neydim bilmiyorum ama
Sen yüzümden gülüşü yakan ataş
Kimine sevda bir kahpe kurşundur
Kimine mutluluk getiren burşun
Gülen yüzümü bir sana sakladım
Yol bekleyen gözüm eskidi gitti
Nefes nefes çektim seni Kokladım
Pembe karda izim eskidi gitti
Yoruldum amansız yıllara çöktüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!