Madem El çalışın diyor da, biz de üretiyordu isek ya niye acıkıyoruz? diye soramazdınız! Çünkü böylesi bir soru şeytan işiydi.
Şeytan da kovulmuş olup kendisine mühlet verilendi. Şeytanın akla getirdiği vesvese ve şeytanın aldığı kararlar ahit mühleti boyunca geçerliydi.
Eğer El isteseydi siz acıkmazdınız! Acıkmanızı da El diliyordu. Şeytanın sizi kandırmasını da El istiyordu. Şeytanın istediği de El ‘in dilemesine göreydi. Görüldüğü gibi söylemler fasit daireydi. Kısır döngüydü.
Söylemler El ‘in kendi açtığı yaraları, kendisinin sarmasına göre kurgulanmıştı. Gerçek içinde hiç biri pratiğin işleyişine uygun değildi. Olup bitenlere göre yakıştırma çıkarım ve modülasyonlardı.
Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Devamını Oku
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.