Bu İstanbul sendin sevgilim
Vallahi sendin
Marmara gözlerindi
İki deniz arası yeşilkar
Omuzlarına üşüşmüştü yıldızlar
Bulutlar saçlarındı
Son ihtişamındaydı gökyüzü
Varıp geldin Nihavendim
Canım cananım dermanım gibi
Varıp gelmişsin
Ay tutuldu
Yıldızlar tutuldu ben tutuldum
Bir gün dönersin
Saçlarında yılların mavileri
Ağzında memleket türküleri
Diyar diyar
Sanki hiç gitmemişsin
ANNEM
Ne güzel adın var senin
Bin bir renk rayiha
Şiir şarkı bir arada
Hep çocuk dudaklarda
KOYUN KALBİNİZİ ORTAYA BİR BİR
Ey güzel yurduma gönül verenler
Koyun kalbinizi ortaya bir bir
İnançla güvenle Türküm diyenler
Koyun kalbinizi ortaya birbir
KADIKÖY SAHİLİNDE
Bir rüzgardım dün akşam
Kadıköy sahilinde
Kimseler anlamadı
Benim estiğimi
Sonbaharın en sarısı Kasım
Kara bir yazgı gibi
Yazıldın alnımıza
En yiğit ağacın döktün yapraklarını
Soldurdun vatan bağının
Altın başaklarını
Kasımpatılar yitirmiş rengini
Çağlamıyor dereler eskisi gibi
Durgun
Bir bıçak saplanmış yüreğine
Yitirmiş canını, dirim suskun
Titriyor en acımasız ölümden
Toprağı, dağı, taşı vatanın
Bir kalın öfke kesilmiş
Canına can olmak için Atanın
Ah bir görebilseydim
O güzelim saçlarını
Mavi gözlerine bir bakabilseydim
Bir tutabilseydim ellerini
Düşlerimdeki gibi öpebilseydim
Çıkar mı bir daha
Onun gibi yürüyen
Onun gibi konuşan
Onun gibi öğretmen
Onun gibi atınca bir adım
Milyonlarca adım
Ardından yürüyen...
Giyiverse kara kalpağını bir
Bir daha yürüse
Rugan çizmeleri ışıl ışıl parlasa
Gürlese Kocatepeden
Ben ölmedim daha
Evet ölmedi
Ağlamayın Kasım rüzgarları
Susun
Kanadı kırık gibi durmayın kuşlar
Bükmeyin boynunuzu çocuklar
Ellerimiz var ya ellerimiz
Durmadan onu yazacak
Yüreğimiz var ya yüreğimiz
Onun için çarpacak
İşte doğan güneş ondandır
Onun gibi kokuyor çiçekler
Ondandır düşün rüzgarlarının tümü
Ve var olmak özgürce, ondandır
Bizler parçasıyız onun
Çağlara akan sesi
Yarının bekçileri
Yaşayan düşünceleri
Ölümsüz Mustafa Kemalleri
Faika SARP
Bolu Dağlarından geçerken
Aklımdan geçersin
Hasretin tutar
Türküler söylerim diyar diyar
Hüznüm gökyüzünü tutar
Bana gözlerini getir
Denizleri, okyanusları
Bütün çavlanları
Senin olsun dünyanın
Bana gözlerini getir
Eski zamanlardan kalma
Bir şehirim
Zamanlar eskimiş eteklerimde
Eskimemiş hiç bir şeyim
Çağlara meydan okuyor
Gençliğim
Bağrımın ortasından akar bir çay
Geceleri yıkanır içinde
Gümüşten bir ay
Kutlu günlere el eder
Hıdırlığımda çekilen halay
Ay çiçekleri gibi
Hep güneşe dönüktür yüzüm
Beyaz badanalı evlerimin
Muşabaklı pencerelerinde
Salınır dantel perdeler
Süzüm süzüm
Kapı eşiklerinde
Yarenlik eder
Hünerli kızlar
Edalılar, nazlılar
Çeyiz sandıklarında
Sabun kokulu
Kaneviçeler, bindallılar
Dağlar arasında
Güzeller güzeli bir şehirim
Taş sokaklarımda
Taşlara inat
Yaman mı yaman
Gülhatmilerim
Has bahçelerimde
Derde derman safran çiçeklerim
Demirciler çarşısında
Alaz alaz
Dövülür düşlerim, hayallerim
Sıra sıra sergenlerde
İbrikllerim, taslarım, maşrapalarım
Dut şerbetinden içer
Hanımlarım, beylerim, paşalarım
Eski zamanlardan kalma
Bir şehirim
Zamanlar eskimiş eteklerimde
Eskimemiş hiç bir şeyim
Mor safran çiçeğiyim
Sarı lokum şekeriyim
Tılsımlı mıyım, neyim
Güzeller güzeliyim
Gönüller incisiyim
Dünya birincisiyim
İpek yoluyum
Sevda doluyum
Anadoluyum
Anlı şanlı
Safranboluyum
Faika SARP
30 Ekim 2011
şiirizi hazla okudum.akıcı.yalın ve güzel.tebriklerimle