Bir kalem ötedesin..
Seni yazmak zor değil kağıda.
Duygularımın çektiği yayın..
Mantığımın fırlatacağı ok'un tam karşısındasın.
Fakat hedefe koymaya değermisin, bilemedim.
Bir derin girdaptayım..!
Yusuf misali kuyuda..
Etraf zifiri karanlık..!
Yunus gibiyim sanki, balığın karnında..!
Bir çıkmazdayım, bir arayışta.
Çokça durdum gurbet elinde.
Durdum ama gardaş birde bana sor.
Sırtladım, taşıdım dost kazığı dolu ağır torbayı. Genciken kambur olmayı gardaş birde bana sor.
Henüz gencidim terk eyledim sılayı.
Cahildim, düşünemedim dönüp ardıma bakmayı.
Bir dünya düşlüyorum, israilin olmadığı.
amerikanın, ingilizin, fransızın olmadığı bir dünya.
Huzur dolu bir dünya düşlüyorum.
Özlüyorum, ütopyalar kuruyorum.
Bir dünya düşlüyorum.
Yıl 2005, mevsim yazdı..
Güneş alabildiğine kızıl ve sıcaktı.
Fakat ruhum buz gibi, donmuş ve yapayalnızdı.
Ruhumu ruhuyla ısıttı, o bir kahramandı..
Milyonlarca insan, koskoca şehir ve yapayalnızken ben..
Erken biten kış mı, erken gelen yaz mı?
Neden Şubat ayında içimiz yandı?
Öyle bir acı ki dünyayı sardı.
Asrın felaketi oldu bu deprem.
Maraş'ta Zübeyde altı yaşında.
At üstünde cenk ederken,
Kılıç ile kalkan döverken,
Üç kıtada hüküm sürerken,
Bugün bize ne oldu, ne oldu böyle?
Çanakkale'de; Türk'ü, kürd'ü, arab'ı, laz'ı...
Bir çocuk dünyaya gelse,
Hayaller nasıl yeşerir!
Ümitler nasıl da şahlanır!
Mutlulukla, sevinçle dolar haneler!
Öyleya bayram eder sineler!
Gençlik bir su misali akıp gidiyor.
Bir günüm bir günümü tutmuyor artık.
Ne hayalim benziyor düne, ne de düşlerim.
Bugünüm dünümü tutmuyor artık.
Kanım deli akıyordu emanet bedende.
Sen ne garipsin ey dünya!
Ne sen beni sevdin, ne de ben seni..
İmtihan yerisin, bir meyvedir sebebi.
Hakkın düzenine muhtaç..! mahlukat-ı beşeri.
Düzenine çomak sokamadım Dünya!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!