Ezilmeye Dayanamam

ne dilediğini bilmiyorsun,
hiç bir insan,
ateşler içinde yaşanan aşka saygı duymaz,
yanlış melekle sarmaş-dolaş oluyorsan...
mitolojik bir aşk sandığın,
Allah'ın bile cennetinden kovduğu ateşin görüntüsüdür sadece...
gaibe gidersin kanatlarını ayıramazsan,
hiç bir sembol resmedemez seni...
bitmek bilmeyen yanılsamanı koyma suların üzerine,
bir damlada kaybolursun,
ötesine geçersin yalnızlığın....
hangi kavim aldandıysa ateşin heybetine,
helak olmuştur seneler önce,
isimleri yazılı pişmiş taşlarla vurulmuşlardır hepsi...
en yaygın problemdir mucizelere inanmamak,
yazılanlar doğru olmasaydı eğer,
kimse başını eğmezdi....
hangi başlık altına koysam seni,
bir anlam ifade edemiyorsun böyle,
kendine dönmeden gidemezsin hiç bir yere....
ibretlik aşklara kötü bir örnek vermekse amacın,
yüreğini götürme ateşin içine,
gidiyorum derken acımazsın,
gel dediğinde neden utanacaksın....
kaç zincir daha takacaksın boynuna,
ne kadar ağırlığa dayanabilirsin,
düşmanı göremeden gelebileceğin bir seferde değilsin....
bol keseden nutuk atmayı beceremez gerçekten sevenler,
ne kesesi boldur yüreklerinden dökülenlerin,
ne de nutuklarında bir ATMA (uydurma) olur....
büyük sıçramaya çalışıyor kanatların,
tutunduğu hayalin farkına varmadan,
ne istediğini bilmiyorsun kalbinin,
karşıdan karşıya geçmek için trafik kurallarını bilmen gerek,
yürüdüğün geçidin,
çizgilerini değil de sıcaklığını hissediyorsan,
dönmen gerek...
neler oldu bana diye uyanmak istemiyorsan güneşli bir sabahta,
aşkın filizinden bir yaprak da varsa yanında,
güçlü,açık ve çarpıcı bir yürek sana sesleniyorsa,
düşünce gözlerini sonuna kadar aç derim sana...
gitmene çelme atmaya çalışıyorsam,
daha önce başkalarına uğrayan ateşin,
nasıl kavurduğunu gördüğümdendir...
hiç bir insan;
sevdiğine,
yüreğinde koruduğu aşkına,
bile bile,
göz göre göre,
ateş yolculuğuna davetiye çıkarmaz...
aşkın filizinden hiç bir yaprak,
ezilmeye dayanamaz...