Gizli hislerin sedası, uçurumlarda lime lime,
Baykuşların nidası, tenha bozkırlarda çınlıyor.
Hırslı rüzgarların, dövüşünü gözlüyor ovalar,
Tozlanmış kirpikler, ferini yitiren bakışlar,
Sonu gelmeyen hezeyan krizleri,
Saçma hayaller maliki, kalbi misali dizleri sarsılan,
Arafı gözlemeye istekli, talip bir beşer,
Namı, Server...
Ürkek bakışlarla, virane olan sığınağına varıyor.
Zinde, dingin, mesut kocamayı beceremedi.
Zihninde kemirici sualler,
Beşer denilen yaratığı, Kudret var ettiyse,
Kudreti var eden, hangisi?
Ecel, fanilerle saklambaç oynamaktan haz duyuyor.
İblis, suretini kullardan neden gizliyor?
Muammalar, tereddütler, engin fikir tuzakları,
Çehreleri irinli tiksinç, korkunç araf bekçileri,
Ne denli dilemese de, o denli böyle bir maneviyat...
Kişinin özüyle hasbihali delirtir, asi kılar.
Çizer, yırtar, deşeler, irdeler, yanıt umar ve tapar!
Görenler ne söyler; abes, sefil, kart düşkünün teki.
Kendini ozan belleyen bu zat, dörtlük mü düzüyor?
Bırak konuşsunlar, yıldırımlar patlıyor bebeklerinde,
Sinende boranlar, taşkınlar, kıyamet adeta zelzele,
O seziyor kime ozan denir, hangisi ozan karalaması acizler,
Oysa ki, çağını yaşama hibe niyetine sunmuş kimse,
Yazık! Bakın ki şu an, ne durumlarda sürgün ozan,
Başkaldırıların, düsturların can savunucusu,
Hürriyet mücahidi, devrilmeyecek anıtı!
Server de, benim ezeli yoldaşım!
Kayıt Tarihi : 20.12.2025 16:48:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!