Sen ki; her gecenin ardından gelip,
Rüyama kasteden sabahsın leylam...
Şirin’in çileli yurdundan gelip,
Ferhat’ın ruhunda bir ahsın leylam...
Bir türlü kaçış yok senin elinden,
Bülbüller ne çeker yaban gülünden,
Ruhumu inciten acı dilinden
Gönlüme doğrulan silahsın leylam…
Garip, biçareyim senin karşında,
Al götür sat beni mezat çarşında,
Kölen diye dağ-taş gezdim arşında
Anladım; bahtımda siyahsın leylam…
Senden sonra beyaz büründü saçım
Sen oldun müebbet yediğim suçum,
Her nefes seninle dolarken içim,
Kerem’i yandıran nigâhsın leylam…
Buz kesmiş kalbinde dondurdun beni,
Ateşte atıpta yandırdın beni
Ansızın karşımda görünce seni,
Dilimden dökülen eyvahsın leylam…
Haber salın dostum, arkadaşıma
Hasretliği örtün öksüz nâşıma
DEĞİRMENCİ yazın mezar taşıma
Kabrimi dolduran ervahsın leylam …
Nigâh: Bakış
Ervah: Ruh
Kayıt Tarihi : 9.2.2023 11:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!