Yaşananlara aşkını dökmekten başka vasfı bulunmayan Mardinli, biçâre şiir tutkunu: Eyüp Aytimur. 2004 senesinin diz boyu karla kaplı Şubat ayında dünyaya geldi. Mardin'in Artuklu ilçesinin Kabala mahallesinde çocukluğunu yaşayıp büyüdü. Şu an(2023) İstanbul Üniversitesinde Hukuk bölümünü okumakla meşgul olan Eyüp Aytimur, lisenin başlarından bu yana şiire olan hayranlığını ve yaşamına yaymak istenciyle dile getirmekten zevk aldığı aşk ve sevgi hissiyâtını herhangi bir şeyin nezdinde yaşatmak isteyerek kaleme aldığı şiirlerini yazmaya devam etme ...
Rıhtıma getirilmiş çuvaldızların börtü böceğinde
Kıymık tanesi arayan bir seyisin samanlığı zihnim.
Şeytanî bir bencillikle dalıyormuş gibi
Rıhtıma dayanmış güneş parçacıkları,
Şu en zorba arayış içinde
Bencilliğini takdim edercesine...
Sırtımda pek çetin öğretilerle
Yazılmış ve çizilmiş, bazansa hissedilmiş
Doktrinler yüklü sırtımla işte
Bir G kapısından giren gençlik saklıyken
Ruhumun fesleğen köklerinde
Anımsanmaz mı yalım bir yürekle yürünen
Ormanya kasketinde çevrelenmiş,
Tenimi silikleştiren telaşların yalnızlığında kuruyorum
Tepemde masmavi benliğin
Cafcaflı avizeler herhal ki körsem
İki pilli bir led mi
Bu mil çekilmiş yollardan göremem
Bazen istikrarlı bir ocak sabahı
Bazense kaleminde hatırlı soluklar
Bembeyaz karlı dağların seyri de belki hatıralarımda
Yenikapı peronunda anımsanan
Bu tutkulu coşkudur ruhumu diri tutan.
Hallerim mesken kıvrımlı bir tramway eşiğinde,
İçerimde intifa hakkından muzdarip gelecekler saklı
Dipnotlar eklerim satır üstlerine ve altlarına
Hiçbir mahiyet vakıf değildi fakat parmaklarıma
Parmaklarım dişliler terekesinden kavgalı
Sahih ayetler dinlemek,
Bir özlem kuytusu şimdi sığınaklarım
Ela perdelerin üstüme yığıldığı topaklı bahçe
Hiç bu kadar özlemli değildi kollarımda
Ve ruhumda bu sarılmaklı kolların
Yine sarmaladım dünyayı ellerinle dün gece
Dileğimse kuytu zindanlarda üşütmektir
Sanatsız toplumda kavgasız mı kalınır Allah aşkına
Akıl alır iş mi sevişmekten yana gönlüme söz geçirememek
Üşüyüp durduğunu söyler bir de utanmadan
Yok artık kızıllığında göğün bulutlarına katılmak!
Özgürlük de neymiş? Deli saçması sunturlu hayallerde
Seni ektim asırlarca Manolyam
Kahırlı tohumlarla birlikte ektim
Yemişlerin taze taze sunulduğu mevsimlerde
Kararıp giden gökyüzünde ektim.
Bir tomurcuk beklercesine
Topladım seni gözlerimden yağmurlara
Bilmiyorum hangi çağın meçhulüyüm
Kafkaslardan bilenmiş çeliklerle
Kovulmuş gibiyim en ücra şehirlere
Dönmüşüm bozdağların ardından
Biçâre mezopotamya çehresine
Dönmüşüm meçhul çağların
Beyazıt meydanında bir akşam öksüzce
Dillerim çözüldü birden
Kamaştı yumrularına çekilmiş laleler
Laleler ki bir çiy tanesi şimdi
Bembeyaz yapraklarında ev sahibi
Fakat akan yaştır ipil ipil, bilmez kimsecikler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!