ömür yaşının neresinde yıkılır,bu merdiven 
bilinmez 
kaçıncı basamağında bu yıl eylül 
ne uçarı pembe,ne de kırmızı 
saçıma gri doğar artık,güneş ve mehtap 
biraz da olsa gül,yeşil gözlerim 
bu mevsim kurşûnî gül 
ey..! 
benim olan, 
benimle olmayan sarı gül 
sana da eylül,bana da eylül 
derken; 
ekim ertesi 
kasımda... 
sevmiştim seni 
zamanın hangi durağında başladı 
bu yolculuk 
hangi günlerde ölmek için 
çok geceler yeniden doğduk 
oysa... 
kurtlar sofrasındayız 
açlık çok,azık kıt 
vakit dar,aralıkta 
kahkaha adına dişlerin sırıtıldığı 
sinsice savaşta 
kavgada... 
sevmiştim seni 
dışarıdayım 
soğuğa inat 
dudaktan kanıma sızan sarhoşluğa doğru 
ürpertinin ılık ritminde adımlarım 
göğsüm 
kucak sıcaklığında 
buzlardı çözülen 
dizlerdi 
taraçasında barakamın 
bir kış'tı,dinlediğim fıkra 
noktası virgülüyle 
ruhumun kavrulduğu 
zemheri beyazlığında 
nasılda... 
sevmiştim seni 
kaçıncı değil böylesi yaşanan 
ilklerin mevsimiydi 
süzülürken semaya,yelken açıp 
gözlerin parıltısı 
güneşin kaybolduğu 
mehtabın kör baktığı gecede 
sözleri tüketen 
dudakların eridiği 
nesirde... 
sevmiştim seni 
yıllara sarkacak derinliği 
her mevsimin 
kendine özgü çiçekleri açacak 
Köşkleri süsleyen 
Kleopatra masalı anlatacak,âsumâna bir dilber 
süt havuzu diriliği göğsünde baharın 
beyaz düşlere doğru 
cennet rüyaları görünen 
asırda... 
sevmiştim seni 
sazımın mızrabında 
tamburun hicâzında 
nihavendinde rastında 
ud'un 
meylerin; 
sele serpe köpürdüğü,oryantal göbeğinde 
miskette dansta 
yüreklerin titrediği 
fasılda... 
sevmiştim seni
Kayıt Tarihi : 4.6.2010 11:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 


merhaba dost yürek seni grubumuza davet ediyorum katılımın onur verecek
grubun adı- Çiniler diyarı KÜTAHYA
harika bir şiir okudum, kutlarım..
TÜM YORUMLAR (18)