Bulanık bir ırmak gibi yükseklerden akarak, İçime sığmayan bu
Eylül beni nereye götürüyor?
Sana göçebe olmuş yüreğimin içinden geçiyorsun, çağlayarak,
Gözlerinin gözlerime baktığı yöne doğru mızrak gibi akarak,
Tutkularımı, ihtiraslarımı derinden
yıkıp yakarak...
Seni ele sevirem ki...
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Devamını Oku
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir