İçi aşk kokan her şehir İstanbul ise.,
içinden hüzün taşan her şiir eylüldür…
...
/günün bütün renkleri kaybolmuş olsa..,
sokağına “süslü saksı” adını koymak., hangi şehrin gelir aklına/
Kalbimi kırdın yüreğimi kor ettin.
Zulumkar oldun beni candan bezdirdin.
Ben seni sevdikce sen hep naz ettin.
Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..
Aramadın bir kez olsun hatrım sormadın.
Devamını Oku
Zulumkar oldun beni candan bezdirdin.
Ben seni sevdikce sen hep naz ettin.
Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..
Aramadın bir kez olsun hatrım sormadın.
Kentin sokaklarında binalar, binaların göğe uzanan kolları, kollarının arasında ayrık otları...gibi eylül, gibi insan, gibi hüzün, gibi şiir...Şimdi bir İstanbul çıkmaz sokağı hangi semaverde demlenir...Gecenin terazisi olsa eylülü tartar mı ve her eylül kaç İstanbul gelir...Değişiyoruz, zaman da değişiyor, şiir de değişir...Ya da aşıksan ve İstanbul'daysan sana öyle gelir, diye bende çağrışan şiiriniz için bir şiir sever olarak teşekkür ediyor ve dehşetle kutluyorum usta...Sonsuz saygılar size...
İstanbul'u böyle anlatmak...
Şairin bakışından kaçmıyor hiçbir şey.
Yine şiir okudum.
Yüreğinize sağlık. Kutlarım
İçi aşk kokan her şehir İstanbul ise.,
içinden hüzün taşan her şiir eylüldür…...sonbaharın hazinli yüzünü ne güzel dile getirmişsiniz üstad duyarlı yüreğinizi alkışlıyorum saygılarımla
Gönülden kutlarım kaleminize yüreğinize sağlık
Mesut Özbek
'şimdi zaman aynanın sırlı tarafı..,
her yerde saklı ama hiçbir yerde yok olan izler düşünce şiir üstüne
bu gece de yapacak bir şey kalmaz vurmaktan başka
şişenin dibine… '
İlkbahar, yaz da parklardır İstanbul'un; İ.B.B'nin gözünde arması, her şey üstüne, özellikle oy üstüne yapılır, istanbul'un yıkık dökük binaları arasında, delik deşik sokakların tamiratı... Kediler, lüks içinde yaşatılır, emekli, memur, işçi bekler, en az kediye gösterilecek kadar bir ilgi, ama hayır, İstanbul'un sokakları kediden köpekten geçilmez, ama oyuna muhtaç olduğuna, şimdilik, yoktur ihtiyacı... İstanbul, ah İstanbul; hani senin taşın, toprağın altındı... Yoksa, altındıdı da, emekli, işçi, köylü mü bulamamadı kendi ağzına göre bir kayıntı... Ama bulan çoktan buldu da geriye, garibana kaldı sadece tasası... O da buldu garibanı; yoksa adaletin; bir sap, keser mi olacak yasası... Çok güzel, anlamlı ve duyarlı bir şiir okudum Cevat Bey, yürekten teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla esen kalın.
Adı sonbahar ya.Yazdan kalanları arayan gözlerimizde,gemiler hep uzaklardan geçiriyor diyor şiir.İstanbul artık kendisine biçilen giysiyi giyecektir.Bütün gülümsemelerini ilkbahara saklayan bir İstanbul'un. Kutlarım Cevat Bey.Saygılar.
Evet Cevat bey, hiç bir gülümseyişi boş çevirmez bu şehrin eski sokakları...
Sonradan görme gökdelenler ya da kapısında güvenlik kulübeleri olan siteler değil, içinde hâlâ bir kaç ahşap binayı saklayabilen o eski sokaklar...
Perdeleri kapalı da olsa, içinde yaşanmış görkemli hayatlar yitmiş de olsa, o güngörmüş binaların yılları kahrıyla çatlamış tahta pervazlarına simmiş eski güneşler, bir gülümseyişi, bir selâmı cevapsız bırakmayacak kadar İstanbulludur hâlâ...
Çünkü onlar, gerçek İstanbul kültürünü yaşamış hatıralardır şimdi...
Ve eylüller de, yıllar yılı, ya Boğaz sırtlarında, ya da o evlerin bahçelerinde şiirleşmiştir zaten..
İstanbul'da Eylül, sadece rüzgârın savurduğu sararmış yapraklar değildir.
Ayva ağaçlarıdır, nar kabuğunun kızıllığıdır, bir Ahmet Haşim şiiridir, bir hüzzam şarkıdır bazen...
Eylüller, onun için yakışmıştır bu şehre bence, hüznün özel bir süs gibi göründüğü yıllar boyunca...
İçinde İstanbul olan şiirler, İstanbul'u yaşamış bir kalemden çıkınca bir başka doyumsuz oluyor güzellikleri...
Hem bir İstanbullu, hem de bir şiir sever olarak, ili kez teşekkür ediyorum bu güzel şiiriniz için size Cevat bey,
Saygım ve sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
Ah bu Eylül HİÇ BİTMEDİ İNSANLARIMIZDAKİ YERİ NEDE COK VARMIŞ TAM PUANLA SEVGİLER ÜSTADIM
Bana göre mi yoksa tüm şairlerin
aklını başından alacak kadar bıçkın
ifadeler mi bunu tam ve açık beyan
edemiyorum. Gerçekten evlerdeki
maskelemiş badana ve boyalar, insanların
bile çehrelerini çevrelediğini görüyoruz.
Evler ve insanlar bu maskeler arkalarına
gizlenmekteler.
Bazıları da şişelerin dibine mutluluk
koymaktadırlar. Yoksa dertleri geçici
olarak ancak böyle susturmaktadırlar.
Biçilen elbiseleri giymek zorundayız.
Çünkü herkesin kameti kıymetindedir.
Değiştiremezsiniz diğer adı ise kaderdir.
Serbestci şairlere köksöktüren bir şiir olmuş
üstadım... Mükemmel buna deniyor. TEBRİKLERİMİ
VE SAYGILARIMI SUNARIM.
Şiirin ilk beyti dahi başlı başına bir İstanbul deyimi. Ya eylülün bu denli güzel tarifi... İkisi birbirine ezeli âşık... Ve de ne yakışıyorlar, ne yakışıyorlar. Selam ve tebriklerimle...Enver Özçağlayan
Bu şiir ile ilgili 56 tane yorum bulunmakta