Gökte kızılsa
Yerde ateş
Ya yangınsa
Dünyada yedi bin bende şeş
Sorsan bir dem hâl kalmadı tenimde
Gözlerimde bir sitem
Mâlûm olsa, bir Eylül daha geçti üzerimden
Bir yedi var
Hazreti Âdemi gördü, Buhtunnasrı geçti
Misâfir eyledi Kâinat Sultanının Îlâncısını
Türkistan’dan hicret eyletti Anadolu’ya
Kıt’alara hükümdarlık verdi.
Harap eyledi Bizans’ı
Ve
Fatih Muhammed’e secde ettirtti Ayasofya’da
Derin denizlere, hasretle yükselen dağlara ve cehennem taşıyan sahrâlara menzildir
Ve;
Bir yedi var
Sanki yetmiş asırdır kahrı sırtımda
İki hazan arası bir devirdir
Bir ihtilâldir rüzgârla sarhoş bu Eylül
Ve
Tekrar tazeleniyor ateşten mühürler kaburgalarımda
Bilmem ki
Bu elemin nihâyeti hangi vakte vurgundur
Ve;
Bir Eylül daha geçiyor üzerimizden
Yarası her dâim diridir yüreğimizde
Bu yürekte ki
Mısır esirlerinden bir parça kader kalmıştır
Halbuki
Her şey insanın içinde büyümüyor mu zâten?
Bir parça hüzün ve bir parça meserret
Ve;
Şimdi
Elem ordusuyla yüreğime dayanan bir Eylül var karşımda
Ne çâre
Ve
Mukâbele etmek bir parça dîvânece
Bana Nisan hayalinden bir parça bahar sat
Dallardan yaprak ve sayfalardan şiir dökülür fasılasız
Şimdi içimde, dört nala hüzün denizine koşan alaca bir at
Nefes aldırmaz hâtıralara
Her dâim tenimin kavruğundan bir Elif renklenir
Vurulur sitem, kahrolur herbir kelâm
Ey mehpâre
Ya bu mührü sök ve çözülsün esâret bentlerim
Ya beni kenan ellerinde nihâyetsiz iftirak kuyularına at !
[ 23.57.28 / Bir Eylül 2023 - Cuma - Sakarya ]
Behzat Atıf Sakarya
Kayıt Tarihi : 2.9.2023 01:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir Eylül’ün İkindisiydi Anlatsam Şiir Olur.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!