EYLÜLDE SÜPHAN
EYLÜLDE SÜPHAN
Bahar kapıya dayandı ha geldi ha gelecek.
Kış boyunca nadasta bekleyen yürekler için güzel bir sebep..
Zaman bu bahar Xece ile Siyabend için çanlarını çalmaya başlamıştı.
Zamanın birinde bir kız ve bir delikanlı, baharın gelişini müjdeleyen bir nevroz günü, görmüşler birbirlerini.. Ateşten atlarken göz göze gelmişler ve adeta kıvılcım sıçramış yüreklerine.
Serçe parmaklarından tutuşup halaya durmuşlar,
O an dünya durmuş.
Ne Xece'nin güzelliğini bakabilecek bir göz var, ne de Siyabend'in yiğitliğini anlatacak bir söz.
Zaten kimse de onlara onların gözüyle bakmaya cesaret edemezdi.
Bir nevroz daha geçmişti emeline ererek, başı göğe değerek.
Göl kenarı sevgililere mekan olmuş, yuva olmuş. Oturup uzun uzun karşı dağları gözlemişler.
-Eylül'de Süphan'a gitmek lazım, demiş Siyabend.
-Süphan; görkemin abidesi, dik duruşun ifadesi, aşıklar kuytuhanesi...
-İşte seni göremediğim zaman Süphan'ı gözlüyorum aşk niyetine demiş Siyabend
Xece gururlu gururlu gülümsemiş.
Bir süre sonra sevdaları dile düşmüş.
Giden bütün elçilere zeval uğramış.
Babası kızımı vermem diye kükreyince, bir efsanenin temelini attığını bilememiş.
Kaçmaktan başka çareleri kalmamış.
Vuslatı ancak böyle yakalayabilecekleri düşüncesiyle, sevdalı yüreklerinin ellerinden tutup yola revan olmuşlar
Süphan en davetkar haliyle karşılarında duruyormuş
Her şeyi ve herkesi geride bırakarak şafak sökene kadar hiç durmadan yürümüşler.
Yorulunca bir uçurumun kenarında dinlenmek istemişler.
Birbirlerinin gözlerinde soluklanıp, nefeslerinde durulmuşlar
Bir geyik gelip Xece'nini gözlerine dikmiş gözlerini.
Annesinin gözlerini getirmiş geyiğin bakışları.
Anlamış Xece bir sevgiliye kavuşmak için bir sevgiliden vazgeçmek gerektiğini...
Oysa tüm aşklar kavuşmak niyetine duvağını açardı. Nerden bilebilirdi ki her aşkın bir ölümü koynunda büyüttüğünü..
Ağlamış Xece sicim gibi yaş dökmüş annesini hatırlayınca.
Siyabend dayanamamış sevdiğinin ağlamasına. Hemen düşmüş geyiğin peşine ''onu sana kurban edeceğim Xece,''demiş ve öldürüp geyiği Xece'nin ayaklarına sermek istemiş. Geyiğin can havli Siyabend'i de uçuruma sürüklemiş ve birlikte yuvarlanmışlar uçurumdan aşağı.
Xece gördüklerine inanamamış ve derin bir Ah çekerek seslenmiş ey Siyabend, ''İsmin gibi bir ipin gölgesinde astın tüm gelmeleri.
Oysa bir bakışa bir ömrü heba edecek kadar aşkı lanetlememişti Tanrı.
Ve aşk varsa ölüm ardında ninni gibi gelir, diyerek o da kendini bırakmış boşluğa.
Şimdi yan yana yatıyorlar Süphan'ın kucağında...
Derlerki her yıl siyabend ile Xecê'nin mezarında kan renginde iki gül açar
Bu güller bir birine sarılmak üzere iken bir deve dikeni de aralarında biter ve iki gülün kavuşmasını engeller. deve dikeni geyiğin boynuzlarını tasvir eder.
Aşık olmak için bir kere Süphan'a bakmak yeter!
Her bakışta ayrı bir silüet; bazen başında duvağıyla geniş etekleriyle duruyor gölün cilasız aynasına bakan alımlı bir gelin edasıyla.
Daha derin bakınca gözüme çalınıyor parmak uçlarındaki kına..
Bazende yavrularını etrafına almış bir anne gibi duruyor.
Şöyle hafif yana çevirince yüzünü, çapkın bir delikanlı olup Tamara'yla göz göze geliyor ara sıra..
Aşk ne çok yakışıyor Süphan'a
Sanki birazdan Xece ve Siyabend el ele tırmanacaklar zirveye ve yeniden aşkı anlatacaklar dağlara, denizlere
yeryüzü ve gökyüzüne...
Nimet ÖNER
Kayıt Tarihi : 8.8.2014 13:13:00
Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 8.8.2014 13:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nimet Öner](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/08/08/eylul-de-suphan.jpg)
Nimet hanım.
TEBRİKLER Sevgili NimetÖNER
Harika bir efsanenin güzelliğinde bir kez daha aşkın kudret ve ihtişamına tanık olmak ne kadar hoştu...
Kutluyorum Nimet Hanım..++
TÜM YORUMLAR (19)