Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Akşam rüzgarları; tene dokunan bir kamçı kadar şehvetlidir.
Ben her yıl ölümü ve aşkı bu ayda beklerim.....
Ve eylülün çıplak ayakalrına bir yazı bırakırım.
Eylül sabahları; kılıçlar kadar keskin ışıltılarıyla
tenimi kanatarak uyandırır beni.
Ben eylüle akarım.
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle kanayan bir aşk gibi,
siyah şallara bürünmüş,genç bir ölüm gibi akarım.
Sevişerek,ağlayarak ve ölerek akarım ben eylüle.
Her yıl,hep aynı vakitte,geniş bir ırmak gibi
bütün hayatı berrak sularında yıkayarak gelir,
beni ve herşeyi koynuna alarak,
bir meçhule hüznüyle emzirerek götürür hep.
Kadınları ve hüznü eylülde severim...
Keman konçertolarını,
akşam saatlerinde bir bir ışık yangını ile kıpkızıl tüten
yalnız ağaçları,ürkek tebessümleri ve edepsiz kahkahakarı severim.
Lacivert bir deniz benim ellerimde oynaşır.
Sahiller,yaşlı bir kadın gibi kendine terkedilir
Şarkılar,incecik bürümcükten acılar vaad eder her dinleyene
Bitenin başlayana dokunduğu yerdir eylül...
Onun için yanık yanık tütsü kokar,
Onun için değdiği yeri kanatır.
Eylülde aşk,eylülde acı,eylülde yalnızlık zordur,
eylülde herşey zordur,ben eylülü onun için severim.
Eylül ışıklarında çırılçıplak ruhlar yıkanır
Herkes herşeye kapısını aralar 'bir aşk oluverir aşinalık'.
Ölüm kıvırcık saçlarını hayatın göğsüne dokundurur.
Aşkı ve ölümü ben hep bu ayda beklerim.
Nasıl da mahsun ve nasıl da tehditkardır.
Ben eylülde bütün aşklardan ve ve kadınlardan korkarım...
Ben her yıl eylülün çıplak ayaklarına bir yazı adarım.
Ve ben eylüle akarım
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle,
kanayan bir aşk gibi akarım,
Siyah şallara bürünmüş bir genç ölüm gibi akarım...
Kayıt Tarihi : 7.2.2001 22:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Düzen, düzen olsa insanar orospu mu olur...
Bazan, argo da olsa yerinde kullanıldığında pek
sırıtmaz kullandığınız kelime....
Ama burada çok sırıtmış be kardeşim,
Başka bir sözcükle de duygullarınızı anlatabilirdiniz..
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Ali Bey, biz okulda karma eğitim aldık. Kız öğrencilerin yanında
yüksek sesle gülmeyi bile ayıp sayardık. Cadde-sokak, Çarşı-pazar da
Okulumuzdan her hangi bir Kız öğrenciye yanlış yapıldığında kıyameti
koparırdık...Biz böyle bir gelenekten geliyoruz.
Şair şiir de, Eylül ayını güzel bir oros...ye benzetiyor. Şimdi Kadın güzel
olunca or...mu oluyor? Yoksa Or...pu olunca mı güzel oluyor. Bu ne demek.
Şair Şiirde alenen kendi eşine de bu şekilde seslenemez. Nikâhına almak
demek Tapusunu da almak değildir. Bizim ahlaki değer yargılarımız buna
izin vermez...VERMEMELİDİR...
Bundan bir hafta önce, ben bu sayfada Nazım Hikmeti bir Şiirle anlattım.
Bana Eyyy Vezir Pehlevan diye kükreyenler oldu. Bu gün burada KADIN
aşağılanıyor, küçümseniyor, basitleniyor ve hatta hor görülüyor. Şimdi
soruyorum? O, AMAZONLARA şimdi nerdeler???Anamızın, Kardeş bacı-
mızın bir Vatan haini kadar mı değeri yoktur???
Anadolu geleneğinde, sosyal ve kültürel yapısında bütün Kadınlar bizim
Şeref tacımızdır... Bu böyledir ve böylede bilinecektir...SAYGIYLA
------OZAN ÇAKIROĞLU----
Vezir bey sizi bu yürekli çıkışınızdan dolayı tüm kalbimle tebrik ederim.
Hal ve keyfiyet gösteriyor ki, gerçekten de durum hiç iç açıcı değil.
Bizden bu kadar. Dahasını, ilim, irfan, izan, idrak, şuur, insaf ve iman sahibi gerçek şair ve yorumculara bırakıyorum vesselam.
İman hariç (çünkü, imanın kimde olduğunu bir Allah bilir) bütün
tespitlerinize katılıyorum. Türk Ulusal Edebiyatımız tersine Evrim
geçiriyor. Bu erozyona dur diyecek Şairlerin de sayısı oldukça
azaldı. Şiir Edebiyatımıza sokak jargonu hakim oldu.....
TÜM YORUMLAR (50)