Ey yar! Kıvranıp kaldı da yalnızlığın boşluğunda ruhum, senin ellerin çıkardı beni...Öyle sevecen, öyle güzel okşadı ki sözlerin ruhumu, hasretim senmişsin sanki bunca zamanın bilinmezliğinde.
Ey yar! ...Gel seninle şu kanayan gülün güzelliğinde varalım aşk deryasının engin yolculuğuna ve bakalım gözlerimizle gönüllerimize...Bulur muyuz dersin Aslı’dan Kerem’den yarım kalan aşkın büyüsünü...
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
harika bir şiir...müzik eşliginde ruhu sarsıyor....ama serap hoca..kanatlanıp uçan güvercinleri yaksanızda..evrenin gizine olan hasretimiz ve zamansız yitirdiklerimiz geri gelmez....yüreginizi çok güzel ortaya koymuşsunuz...
Radyo güllük şiir gülleri kuşağında severek okudum.tebrikler hocam.selam ve saygılarımla.
Ey yar! Öyle bir mekanda ki yüreğim...Ayağıma dikenler battı, kollarımı çalılar çizdi, saçlarım dağıldı rüzgarınla. Uzat ellerini...Tutayım. Vuslatımız, hasretimizin sonu olsun.
Sayın hocam.Duyguların resimle birleştirilerek okuyucuya sunulması.Farklı bir güzellik katmış.Hasretler son bulsun.
Harika bir ŞİİR okudum.
Güzel yüreğiniz, güçlü kaleminiz ve mutluluklarınız daim olsun. Tebrikler.
10 puan ve saygılarımla.
Bitmemiş hasret...Bitmesini ve mutlu olmanızı diliyorum...Kutluyorum sizi...atıl kesmen
ellerinize yüreğinize sağlık..çok güzel..çok güzel
'YÂR YÜREĞİM YAR;
GÖR Kİ NELER VAR!...'
Diyordu çağları delen sesiyle Yunus...
Ve ses veriyor Serap Hoca'm yarılmış bir yürekle Yâre... Bu bir yankılanma mıdır, yoksa gönülden gönüle bir sesleniş midir?... Ya da o ezginin içliğiyle :
'Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez;
Gönülden gönüle gider yol gizli gizli.”
Diyerek çizdikleri, o gizli gönül yolundaki bir yolculuk mudur bu?...
Ne bitimsiz, ne kocaman, ne hassas bir yürek var bu seslenişlerde...
O ses ki Yunus'a eşlik eden bir nağmeyle yoğrulmuş...
Neler yok ki bu yürekte neler!... Dünyayı içine almış da daralmamış… Öyle bir dünya kurmuş ki kendi iç âleminde dış dünya küçücük, daracık kalmış...
Yanmış, yoğrulmuş... Kızarmış bir gül topu olmuş... Kızarmış bir kırmızı gül olmuş.
O kırmızı gül ki sunulur yâre,
O kırmızı gül ki hep pare pare...
O kırmızı gül ki tutulmuş zare,
Aşk imiş çare, dert imiş çare...
Bilirim ki tüm gizler, o kocaman yürekte bir gönül hazinesi olarak saklanmıştır...
Bilirim ki en geniş mekânlar bile dardır o yüreğe...
Ve yine bilirim ki her dem ışıktır o yürek, her dem ziyadır o gönül...
Öyle ya bu yolculuk çetin; dikenler de batar ayağa, çalılar da çizer kolları, rüzgârıyla saçları da dağıtır. Çünkü:
“Girdik bu yola
Aşk ile bile
Gurbetlik ile
Bizi salar var.” …
Zaten kanla yazılmış, yürek yırtan bu seslenişe bir de “Kırmızı gül demet demet” ezgisi eklenince Kerem olmamak, Mecnun olmamak; Hüsrev, Yusuf olmamak, kanatlanıp uçmamak ne mümkün?...
O hassas, içli ve yumuşak terennümleri bizlere tattıran yüreğin incinmesin Hoca’m...
Kalbî selâm, saygı, muhabbet ve dua ile…
Duygular var;
Aşk’tan öte.
Buluşmak var;
Dünyadan öte.
-
Tebrikler.
farklı ve güzel
tebriklerimle Serap Hanım...
Ne güzeldir hasretin buluşması. Tebrikler. Sevgilerimi yolluyorum.
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta