Edepsizler, arsızlar, insafsızlar...
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı
Üzerinde, kadeh kaldıranlar!
Öyle bir dünya ki;
İçi kokmuş,
Dışı küf kesilmiş! ..
Nerede, hukuku yetimin? .
Sorusu kadar ağır şikayetin...
Yarab!
Her ayetin bir tecelli de..
Başıboş bulmuşlar,
Meydanlar sağır! .
Adalet ağır,
Utanç duyulacak çığır
‘İnsaf mı? ’
Vurgun yemiş...
‘Merhamet mi? ’
Sille yemiş, tekme yemiş...
‘Zerafet ve incelik...’
Ürkütülmüş ceylan gibi! ..
Kabalık almış, her tarafı
Zorbanın dünyası,
Güçlünün rüyası,
Gülleri soldurmuş..
Gönülleri öldürmüş..
Diken diken vücuda
Batmakta vicdan! .
Ey Soyguncu!
-Bugünün yarını yok mu?
Senin için hayat;
-Bir anlık inciler, boncuklar mı? .
Bilmezmisin,
Büyük lokma yutulmaz..
Bilmezmisin,
-Deryalar dipsiz birer kazan!
Hazan rüzgarı, şimdi üzerinde
Ve sen, hayaline mahkum!
Cilvesine ve cazibesine esir!
Başın önüne eğik...
Gözler üzerinde,
Sözler, kelpeten kadar sert!
Sen, yalnızlığa gömülmüş fert!
Üzerine atılan kement,
Dert üstüne dert! .
Kahrını çekecek, rutubet kokan
Taş duvarlar senden daha mert!
Ve sen, şimdi ezilecek...
Yitimi, miskini ve yoksulu
Daha iyi hatırlayacak!
Bütün sorular,
Sarhoşluktan belki seni uyandıracak! ..
Kayıt Tarihi : 8.1.2007 20:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne derler, 'yaptığı yanına kar kaldı' Hiçbir zaman, kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz! Hele insan hakkını ve hukukunu yemenin karı var diye düşünmeyi bile abesle karşılıyorum.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!