-zeytin dalıyla,beyaz bir güvercinin ardından-
ve
de ki;
/beyaz bir güvercindim ey halkım
beni siz uçurdunuz
ama kaç kere vurduğunuzu
siz bile unuttunuz/
Şimdi
iki nehir arası bir mesafede
şah damarı sancımız
ateş ırmaklarında yüzerken
ve yıkanmadan,kefensiz gömüldüğüm
ateşin Mezopotamya'sında
and olsun ki; yeşil bir zeytin dalı gibi yakışırdı benim de gözlerim toprağa
ve anladım
bize rahat ölüm yok
ama ne olur annem duymasın...!
sen çekip gittin ya hani ey sevgili barış;
şimdi
köylü bir yalnızlık kaldı
Zap suyunun kenarında,
ve ağıtlar
binip rüzgarın çelik kanatlarına
'tekbir'li bir nefretle savruldu Konya'da
sen çekip gittin ya hani ey sevgili barış;
bir yangının üstüne serpilen ateş oldu her söz
tenimde tuz,
ellerim barut
ve ihanet kokusu yollarda...
rehnedilmiş yarınlar bıraktın
yol gözleyen annelere...
ve
sen çekip gittinya ey sevgili barış;
biri Yeşilırmağı boşalttı gözlerine
dul kalmış taze gelinin,
biri güvercinleri vurdu Dicle'de
kuş uçuşu sevda yüküyle
sen gittin ya hani;
sensizlik türküsünü söyledik
mayın döşeli umutların ardından
sen-siz-lik
ve sensizdik ey barış!
ıslak bir türküyle
kurşunlanmış yanlarımız kanarken
hüznün çapraşık elleriyle
ölen kardeşlerimizden
UTANDIK...!
ve hiç yakışmamıştı oysa 'kardeş' kelimesi bircümleye
'yaşasın halkların kardeşliği' derkenki gibi...
sen çekip gittin ya hani ey sevgli barış;
utandık Cizre'de hüzünlerini üst üste yığan anneden
Yozgat'ta gözlenen yollara serpilen sancıdan
ve acı
dilin varamayacağı kadar yakındı bir anneye
ki;
Doğu-m en çok bir anneyi acıtır...
oysa
yıkayabilirdin düşlerini
göksel ırmakların koynunda,
sığınabilirdin Çorum'da bir annenin şefkatli kokusuna
ve Midyat'ta beyaz peçeli bir yezidi sofrasına
yeter!
susma ey beyazın asaletine bürünmüş güvercin
bak dağlarım bile duaya durdu,
yağmur çiçekleri açacak
çimenlerin üstüne,
yine 'doğulum' diyecek bana sevdiğim kadın
ben sevdamı yazacağım Ankara kalesine
sen yeter ki susma
dil de senin,söz de...
ama yoksam
vurulmuşsam
göğsüme kül doldurmuşsam
kahır,çelik kanatlarıyla sarmışsa annemin yüreğini
bunca acıyı taşıyabilecek misin göğsünde
söyle ey sevgili barış...? !
Kayıt Tarihi : 26.10.2007 14:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Özhan Hakan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/10/26/ey-sevgili-baris.jpg)
Özlediğin ve özlediğimiz barışı, birlikte yakalama umudumuzu; birlikte vereceğimiz kavgalarda büyütmek umuduyla...
Yüreğin ve kalemin susmasın.
TÜM YORUMLAR (11)