Ebkem bir gönülle gelsem kapına
boyun büküp huzuruna sığınsam
gayya kuyularında çırpınan benliğimle
kirlenmiş ruhumla, kimsesizliğimle
dilim dönmez, Sevgili
lisanım yetmez
için için yanan bir korum
tütmez dumanım
Bir dingin kalemim şimdi
zamanın sisli denizinde
senden bir iz ararım
dünyanın ışıksız penceresinde,
ömrümü bilinmeze savurur hercai rüzgar
sensizlik bir sızı yurdumu kasıp kavurur
yüreğimden sızar ellerime pare pare
avuçlarıma konar tövbe kuşları
ıstırap hülyalarına dalıp
dökülür parmak uçlarımdan
kurtulamam hicranımdan pişmanlığımdan
Ey Sevgili!
bir yitik virane şimdi gönlüm
günahkar halimi nasıl arz etsem
asırlar öncesinden gelen kokunu
rüyada da olsa hissetsem
kalbimin mahzun sokaklarında
rastlasam sana
yüzüm yok ki sevgili
ay parçası yüzüne bakmaya
Cemalin diyorlar
kıskandırırmış yıldızları
bir tebessümünle son bulurmuş
gönlün kırgınlıkları,
gül bahçesine dönermiş geçtiğin yollar
çaresizlik çukurunda sana uzanırmış kollar
Gölgen bekler mi beni sıratın diğer ucunda
yer bulur muyum Kevser’in yamacında
uzaktan da olsa yanı başında
Kabul eder misin bilmem bu aciz ruhu
dünyanın ahvaline aldanmış zalim güruhu
Zaman denen harabede yok olur ümitlerim
af dilesem kapında yine eksilmez gelgitlerim
hangi balta vurur boynunu cürümlü nefsimin
vuslatı sen olur musun son nefesimin.
Kayıt Tarihi : 9.1.2025 20:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alemlerin Efendisi'ne...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!