Mecburiyetim doğan şafağa değil sanadır sevgili
bir kül güle dönmüş hep bülbül gözyaşlarıyla yanarken
gölgeler prangalar içinde yürümekte hasretin zindanında
esaretim sen diye yazılmış bu doğan şafağa sevgili
şimdi sen gel öyle bir yazıp anlat ki bu aşkı
kelebeklerin ömrü uzasın aşkla hasret duraklarında
şimdi sen gel öyle bir yaşa ki beni doludizgin duygularla
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta