Gün kavuruyorken bozkırın bereketsiz toprağını.
Pişen bendim, yanan ben.
Orta Asya’da demir dağı eriten ben
Yol gösteren bozkurt’un gözbebeklerinde yanan ışık
Mete hanın attığı ok
Ahmet Yesevi’nin yaktığı çıra
Bendim Anadolu bozkırlarını yurt edinen şah
Bendim Avrupa’yı titreten padişah
Ey yar,
Ey sevgili
En sevgili
Mevlana da semah oldum aşk ile
Yunus’da söz oldum sözden içeri
Bir ben vardım bende benden habersiz
Sazın tellerinde derde düş oldum.
Ey yar
Ey sevgili
En sevgili
Bir ceviz ağacıydım Gülhane parkında
Engin ovalarda garip alıç ağacı
Dallarında fısıldayan rüzgârdım
Kardım, yağmurdum, borandım
Gün vurunca yeşeren ot
Gün gelince açan çiçektim
Ey yar
Ey sevgili
En sevgili
Anka kuşuydum küllerinden var olan
Ölümsüzdüm ölümden de ötede
Çağlayan dere, gürleyen sel yıkıp geçen kasırgaydım
Fakirin sevinci, zenginin zekâtı
Cennetten kovulmuş üçüncü kişi
Ey yar
Ey sevgili en sevgili
Şimdi bir tas su gibi durgun
Bir derviş kadar sadık
Bir yoksul kadar muhtacım.
Gönlümün ateşini harlandır
Gözümün ışığını bollandır
Ey yar
Ey sevgili
En sevgili
Varlık içinde yokluk
Yalnızlık yaşarım yığınlar arasında
Ömrüm ki ömründe son bulsun…
Mehmet TAŞ
Mehmet TaşKayıt Tarihi : 1.12.2016 20:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Taş](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/12/01/ey-sevgili-432.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!