Ey Sevgili Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Ey Sevgili

Bir çalışma, açık söylem dururken, neden birikimlerimizin anlamasına sunulur? Bu; “”neden gelişir olduğumuzu”” sormaktır. Doğa dinamiğinin dayatmasıdır. Bu çalışmada öznel gelişmenin dayatısıdır. Nasıl doğa, farklı yönden aynı malzeme koşullarında farklı seçimlerle yol alıyorsa. Özneler de aynı malzeme koşulları içinde, farklı nicelenip, birbirini anlar ya da birbirinde nüans olarak ırar olacaktı...

Neden beri, bende varsın
Ey sevgili
Haniden beri, başın /ilkin
Daha, baştan külleri
Çizer seni, ben takibin.

Ey sevgili, sen sen
Ben de ben değilim
Bir önceden oldurulan
Gönülce doldurulan
Bu aşamanın, belirimidir eğilim.

Ey sevgili Sana
Sararıp solmam, kızarıp içe dolmam
Gözüne övgü, endama kalbice dövgü
Sevisel organizasyondur, yol olan.

Tutulum ey sevgili
Heves olunup uçulan
Kabına sığmayarak
Taşmayla dolu sanki misyon.
Giderek çevreden, kopuk ayrı
Dışlak ile içleğe; sınır pozisyon.

Sardın mı ey nazan?
Sınırladım seni, dıştan içe.
Seni ben, beni sen, hissettikçe birey.
Özgürlemedir, seni bende, hazan.

Ey sevgili
Bende başlangıç adımları çok
Sevgi nefret, hırs sermest…
Yönseyeceğim hangisi, varda yok

Sıra durur, ey nazlı
Dışlak dumanımdır,
Sahayı terk etmeyen,
Bıkıldığında sevi olmaya hazlı.

Ey sevgili, ey Nazan
Bazen çıkılmaza girerim seninle.
Sarmalımdan, sarım sarım, sarmalanan zan.
Yeni ucu açık olmuyorsa, özlemdir ayrılık
Hey hat kaçınılmaz sondur, hazan.

Sen bilir misin ey nazende?
Âşık neden aptal?
Yarar ve avantaja, nicelenememektir.
Sonu hüsran olacak, uyuşmadır, haptal.

Ey sevgili
Sonsuzca çıkmaz yok.
Katkısı değerlendirmedir
Senli benli.
Her bir bireyin, bir üst organizeye.
Koşar İNSANLIĞIM aşkına evgili.

26.02.2007

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 7.11.2007 09:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Öykü: Güdülen evrimsel düşünceyi ancak bu kadar başardım. Çok zor bir anlama. Ve yüzeysel kalmağa, mahkum. Tabi çalışma ve tecrübelerimin ilki. Bu çalışma aslında sevgi şiiri. Zorluk şurada. Aşkta kullanılıp algılanır olan sözcükler olmadığından, sıkıcı gelir. Şiir biraz -pek çokta- bilim felsefesi güdülerek yazıldığından, ikinci bir zorluk yanı oluştu. Yani; ne aşkın, ne felsefenin özgülü olmayan sözcüklerle anlatım zordu, zora gidildi. Çok kısa açıklamalar vereceğim kendimce. 1- Birinci bent dizelerin anlaşılması için alttaki açıklamaların paralelinde okuyucuya bırakıldı. 2- Evrensel gelişmedeki bir önceki aşamadaki tutum ve işlevlerin; yönelimi, akışı, oluşu belirler. Aşkta öyle, şehevi olmayan. (Lütfen alt beyin tutumu olan şehevilikle ve üst beyin tutumu olan aşk, karıştırılmasın. Şehevilik gereksiz denmiyor, aksi halde ne nesil, ne de aşk olamazdı.) 3- Ön koşul olarak dayatılan tutum ve işlevler, zorunlu olarak, karmaşık organizasyona dönüşür. Sevi öncesi tutumların aşka dönüşmesi, anlatılmaya çalışarak, benzetimlenmiş. 4- Her organizasyon çevreye karşı bir bağımsızlaşma, bir meydan okuma, bir minimize minimize, çevreden yalıtımdır. Bu radikal tavırlı tutumla bilinç ve bireyler oluşur. Dizede bir tutulum olan aşkın, nasıl bencil ve bireycil olarak, çevreden yalıtılmışlığı söylenmeye çalışıldı. 5- Dikkat edilirse dışın parçası olan ilişkin zarla çevrili sınırlı oluş, kendi ilişkinliği ile sistem olmuştur. Dışla olabildiğince en az enfarmosyon içinde -aksi halde dışla ayrışamazdı- ilişkidir. Bireyin kopmuş olduğu, fonundan ayrıldığı dışa olan eğilimi, meraktır birey duyuştur. Yani birim düzey moleküler çekimlenme oluş yasalarının eğilimidir. Bu merak sudan çıkısın, cenneti terk edişin nedeni görülmektedir. 6-Sevgi varken nefret, nefret varken sevgi yoktur ve dönüşlülüktür. Aslında aynı belirimin bizim için algılanan yanıdır. Aynı belirimin bize göre beliren yüzüdür. Aşka davet etme edimleri sadece bu ikili değil; saç taramadan tutun da kendini göstermeye kadar bir yığındır ruhsal hal belirimleridir. Seviliyorsa seviye göre, nefreti varsa, nefretine göre farklı yön ve tutum alınır, eğimlenilirdir. Çevresel gelişmelerin önünde de bir yığın kendilik sunulmuş malzeme oluşumlar vardır. Bu malzemelerden, hangisinin oluşa yön vereceği bilinmezdir. Malzemenin rastgele bolluğu, ''varla ''söylenmiştir. Bu çevresellerin hangisinin olayı yöneteceği de bilinemez. Yönelticinin bilinemez oluşuna; yok denmiş -varda yok-. Her malzeme de olaya yön veremez. Örneğin: sağıra, sevgilinin işveli sesi, aşk çağrışımı veremez. Bu malzemelerin, dış koşullara (dıştaki alır olma yatkınlığına) uygun düşememesi, yön verememe, malzemenin ayıklanması durumudur. 7- 6. açıklamadaki örnek malzeme -işveli ses- malzeme yokluğunu göstermiyor. Aksine malzeme var ancak onu kullanacak onunla ilişkilenecek denk düşememe vardır. Halbu ki sağır olmayan biri, o malzemeyi kullanıp eğilimlenecektir. Hatta yüzeysel olaraktan da şöyle de dene bilir. Sizin bir sevgiliniz varken, dıştaki diğer potansiyel sevgililer, size sevgiliniz malzemesi, değildirler. Ama her an, ihtiyaç halinde sevgiliniz olmaya hazırdırlar, her an kullanıma hazır olarak vardırlar. Bir ayrılma sonunda bir başkası sevgiliniz olur. 8-Canlılar dünyasında, kütin kabuktan ötürü gelişimini sınırlayıp, çıkmaza giren böcek türlerinin, kolonice yaşamaları, böylece sanki bir birey organizma gibi davranır olmaları, iş bölüşümü yapma organizasyonları göz önüne alınarak yazıldı. Aşkın çıkmazları, düşünmeye bırakıldı. Evlilik çıkmazının da, zoraki sürmesi anımsatılır. 9- Gelişememezlik, geliştirilemezmelik.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Bılgın Ozçeliker
    Bılgın Ozçeliker

    güzel bir emek verilmiş şiire sizi kutlarım

    Cevap Yaz
  • Ali Işık
    Ali Işık

    içsel edinimlerin içsel teatisi ; birikimlerden sezgiye uzanan sosyal eleştiri.

    Cevap Yaz
  • İrfan Karapınar
    İrfan Karapınar

    Kesinlikle orijinal ve emek sarfedilerek kaleme alınmış bir şiir...Alışılageldiğin dışındaki tarzlar biraz zor anlaşılır.Asolan yeteneği üslupla şekillendirebilmektir.Üslup yoksa tekrarlar çıkar karşımıza ki özellikle halk şiirindeki tekrarlar bu yüzdendir.Örneğin Karacaoğlan'ın şiirlerini incelediğimizde birbirinin çoğu yeri birebir tekrardan ibaret şiirler görürüz.Bugün sevilen Karacaoğlan şiirleri arasında hep farklı olanlar dillerde tekrarlanır.Divan edebiyatı şairleri kendilerini çok iyi yetiştirdikleri için alışılmış mazmunlardan yeni duyuşlar çıkarmaya çalışmışlardır.Bunda başarılı olanlar günümüze ulaşmış,diğerleri kaybolup gitmiştir.

    Saygıdeğer hocam da kendi üslubunu kullanarak ve felsefik yaklaşımlarla şiirlerini kaleme almaktadır.Bence farklı tonu,kendi tarzının rengidir.

    Çok güzel bir şiir...Tebrik ediyorum tam puanla.Saygılar...

    Cevap Yaz
  • Mehmet Çoban
    Mehmet Çoban

    Nedenlerimizi edinebilseydik özgürce, belki çok daha farklı olurdu. Ancak atalarımıza tutsak yetiştirildik.

    Toplumların her atalar kültürü kendi yargısı ve döngüsünde kendine sevgilililer buldu.

    Özgürleşme peşindeki insan atalarının kültürünü es geçemeden, atalar kültürü kavramlarıyla kendine özgürlük aradı.

    Arayış kısır döngüye, kısır döngü inanca, inançlar baskıya yöneldi.

    Çalışmanız çok güzeldi. Tebrikler.

    Cevap Yaz
  • Semra Gürbüz
    Semra Gürbüz

    tekrar tekrar okudum özümseyerek bu emek dolu çalışmayı..........farklı hazzı olan muhteşem bir şiir olmuş.-tebrikler sevgiyle kalın.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (14)

Bayram Kaya