Ömürden bir bir kayar, o zalim asi yıllar
Sükût hakim olurken, saçların da beyazlar
Secdesiz başlar mahzun, tövbesizdir dudaklar
Rabbim kulunu affet, sebebindir Ramazan
Nefse kelepçen oruç, sanma tutulur boşa
Bilinir mi az sonra neler gelecek başa
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bu güzel şiirin yazarı bence çok duyarlı bir şiir yazmış ellerinize sağlık
Ramazanı şeriflerinizi kutluyorum
Çok etkileyici ders alınması gereken bir şiir efendim saygılar diliyorum
Şehr-i Ramazan'ın
şehr-i nurundan feyz almış bir kalemden damla damla nur dökülmüş...
kutlarım,
selamlar, sevgiler...
Ramazan-ı Şerif’in manevî atmosferiyle güzel gönlüne düşen duygu demetini, bilgileriyle de süsleyip bizlerle paylaşan şairimizi tüm içtenliğimle kutluyorum……..Saniye Sarsılmaz
Tam da Mübarek Ramazan-ı Şerife layık bir şiir/terennüm olmuş şair gönlünüzden dizelere yansıyan
maneviyat ıtırları mısralar
Tebrikler
Selamlar
naçizane -tebriklerimi kabul buyurun efendim
Düşünelim o halde nedir bunun hikmeti
Fecr-i sadıktan başlar oruçlunun niyeti
Farz kılındı bizlere boldur Rabbın rahmeti
Hem ruhun hem bedenin şifasıdır Ramazan
*
Şiirin tamamı çok güzel ama bu kıta daha farklı göründü nedense.
Tanrı insanların insanca yaşayabilmesi, fani ömrünü boşa geçirmemesi için gereken her yolu göstermiş.
Ramazan dini huzurun yanı sıra bedenin de dinlenmesi ve huzur bulmasıdır.
Çok dizeler efendim.
Çok beğendim.
Sevgiler saygılar size ve kaleminize.
Mehmet Nacar
Tebrikler nur yürek...Yorumları dikkate almadan ve duruşunuzu değiştirmeden yolunuza devam diyor bir şiirle yorumumu bitiriyorum...
Nağme-i Ezkârla Geldi Ramazan
Semavat boyandı nur perde perde,
Nağme-i ezkârla geldi ramazan.
Gönlüm ferahlandı sevinç heryerde,
Nağme-i ezkârla geldi ramazan.
Nakış nakış edep kulluk yarışta,
Bir başka bereket ruhlar barışta,
Seher büklüm büklüm Hak'ka varışta
Nağme-i ezkârla geldi ramazan.
Zincirlenmiş İblis kudurur gene,
Gül kokar semavat gelmiş rengine,
Mabetler hilâlle dengi dengine,
Nağme-i ezkârla geldi ramazan.
İftar sofrasında atılır gülle,
Okunur ezanlar aşkla bülbülle,
Açlar doyurulur oruçlu dille,
Nağme-i ezkârla geldi ramazan.
Manevi ihtişam rengarenk zaman,
Mubarek geceler her derde derman,
Kandiller beratlar bambaşka harman
Nağme-i ezkârla geldi ramazan.
Kurtuluş ramazan oruç bu işte,
Müjdeler Cenneti gider dönüşte,
Nefis terbiyede şeytan kör işte,
Nağme-i ezkârla geldi ramazan.
Hoş geldin ramazan rıdvan olasın,
Kadirde Ömeri kabre alasın,
Biz senden razıyız razı kalasın,
Nağme-i ezkârla geldi ramazan.
04.10.2005 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Kutlarım...
Bu duyarlılığı Cumhuriyet ve değerlerine de göstermeliyiz.
O zaman daha keyifli olacaktır ramazanlar
AMİNNN.Mevlam cümlemizin dualarını kabul buyursun .Yüreğinideki maneviyatı eşsiz duygularla mısralara yansıtan kalemi yürekten tebrik ediyorum selam ve hürmetler
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta