On dört asır evveldi, bir nebi çıkageldi,
Tuttu kaldırdı Hakk’ı, batılı yere serdi,
Ümmiydi bilmezdi okuma yazma nedir,
Dedi Cebrail nebi’lik sırası artık sendedir.
Hira’dan yükseldi bir ses tüm şanıyla,
Oku dedi Cebrail, okudu Yaradanın adıyla,
Kırk yaşında yüklendi ağır yükünü,
Zorluklara gebeydi dünü bügünü,
Bir kez olsun bile ah dememiştir.
O şanlı yükün altında ezilmemiştir,
Varlık nedir bilmedi yokluğa da sevindi
Yemedi yedirdi, giymedi giydirdi,
Aç gezdi belki, fakat aç gezdirmedi,
Hep iyiydi, en iyiydi şüphe yoktu şüphesiz,
Bir başına büyüdü çaresiz ve kimsesiz,
Allahdan başka kimseye aman demedi,
Hakkında en ufak kötüdür lafı denmedi,
El açmadı kimseye Rabb’inden başka,
İffet abidesiydi daha gencecik yaşta,
Mekke’de lakabıydı derlerdi ona Muhammedül Emin,
Kimse kendinden değil fakat herkes ondandı emin,
Tamamladı görevini kalabalıklar şahit ol Ya Rabb,
Onun yoludur doğru olan Hakk’a açılan tek bab.
Göz görür derler de kalp nasıl görmez?
Kalp görür derler de göz nasıl sevmez?
Bilmem ki, aşkınla, aşka susamış, dertli gönüller,
Şifa merheminden sürer de, nasıl düzelmez.
On dört asır sonra da devam ediyor şanın,
Hayaliyle yaşıyoruz o nadir anın,
Belki gözlerimiz cemalini görmedi ama,
Asla şüphemiz olmadı doğrundan yana,
Ümmetim de ümmetim derdin her zaman,
Düşünürdün ümmetini her dem her zaman,
Kardeşlerinden sana selam olsun, ya Muhammed,
Anam babam sana feda olsun, yar Muhammed
Bir çöl akşamı karanlığı yıktın da geldin,
Küffara darbeyi vurdun da geldin,
Özlem dolu, ümitvar yorgun gözlere,
Nurdan bir Umut serptin de geldin.
Git gide artmakta resulüm, sana duyulan hasret,
Ya Rabb sen bu aciz kullarını, O’nun hatrına affet.
Kayıt Tarihi : 3.5.2014 00:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!