EY OĞUL!
Ne söylerim ey oğul! Kulağını ver bana!
" Kendine dön." de öğren, bu milletin nesiyim?
Bilge Kağan'dan gelen sözü atma yabana,
Yeryüzünü "bir" gören bin yılların sesiyim.
Bilge Tonyukuk adım, taşa kazındım, geldim,
Göktürk'lerin sesini size aktaran dildim.
Dünyaya hükmetmeyi atam Oğuz'dan bildim,
Âleme nizam veren ulular nefesiyim.
Oğuzların yirmi dört boyundan bir sancağım
Kazak, Kırgız, Özbek'i sarmalayan kucağım
"Nizamı- âlem" için harlayan bir ocağım
Yerin altına giren Ahmet-i Yeseviyim
Türkistan'a gelmişti o Nebi'den muştular,
Tanrı'nın kutlu dini İslaml'la buluştular.
"Alp"ler " Eren" olmaya isteyerek koştular,
Talas'la "Nur"a eren kaderin cilvesiyim.
Altay'dan Viyana'ya atılan gür narayım,
Tebriz, Tuva, Kaşgar'ım, kanayan bir yarayım.
Aşkabat'la Bişkek'im, Astana , Buhara'yım,
Bakü'de güller deren ellerin gölgesiyim.
"Ozan, oyun, baksı, kam, şaman, âşık" tı atan,
Bu topraklarda doğdu Yunus, Mevlâna'yla tan.
Aprın Çor Tigin'lerden bu güne kadar öten,
Gülleri nazlandıran bülbüller kafesiyim.
Bilim, teknoloji, güç, hedefe giden oktur.
Dünyaya hükmetmenin başkaca yolu yoktur
Zirvede olmalısın, düşmanların pek çoktur.
Kızıl Elma'yı soran bilgenin kölesiyim.
Ayağa kalk da "titre", büyük görevlerin var,
Dünyayı zalimlere artık etmelisin dar!
Bu büyük uğraşında Allah olsun sana yâr,
Batı'da devlet kuran Türkmen'in adresiyim.
Mevlüt EŞGÜNOĞLU
.
Kayıt Tarihi : 13.10.2024 21:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!