Mislin görülmemiş cihanda
bir afet-i şahikasın
bir afet-i devran
derdime derman
gülden alâsın
söze başlarken sevgiliyeydi hitabım
ey afitabım
ey İstanbul
kalemimin ucunda gül goncası
bir baktım ki ne göreyim
sen tezahür etmişsin
şiirime hoş geldin
ben de İstanbul olmuşum
İstanbul olalı bende iki yakasın
her afetin gözlerinde seni görürüm
anadolu olurum
toprak yollarımda yürür
bozkırlarımda kaybolurum
çıkar yüksek kayalıklara
okurum besmeleyi mahyalarından
nereye gitsem de ayrılamam ki senden
seni yanımda götürürüm
gezerken yüreğimin kurak iklimlerinde
sen gelirsin aklıma
yüzerim Marmara gözlerinde
serinler ürperirim
Tuna nehri akar sanki caddelerinden
bir insan seli ki koşar durur ordan oraya
kimse kalmaz sokaklarında iftar saati
ağlarım yağmurlarınla birlikte
evleri sel bastığında
boğulmamak için yine sana
yine senin dalına tutunurum
geceleri birlikte uyur
birlikte görürürz rüyalarımızı
ay örterken üstümüzü
gök yüzünün kadife yastığında
ey afet-i devran
davran
yağmalanmadan kapa kapını
surlarında Zülfikâr elinde cengaverlerin
ve dualardan olsun korusun
göğe dönük füzeler gibi minarelerin
Bilâl-i habeş olurum
gün doğmadan okurum ezan
Ankara'da hacı Bayram veli
Konya'da Mevlâna'yım -Şemsiyem
küçük su çayırında unutulmuş
lila rengi dantelası fırfırlı mor şemsiyem
düşürmüşüm mendilimi
şimdi kim silecek gözlerimden akan nehri
ey afet-i şahikam
ey afet- i devran
kaynıyor kazan
yaz günü hazan
her evde bir şehit
sıcak bir yaz
çok sıcak
kaynıyor kazan
kaynıyor kanıyor zaman
İstanbul ey can
yaz günü hazan olur mu
gelmez oldu bir araya iki yakam
18/Ağustos/2011/Perşembe/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 18.8.2011 16:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirime hoş geldin ey İstanbul.
İstanbul’a gidiyorsun, güle güle git….
Beynimde çığlıkları, martılara selam et…
Sene 1970..
Mevsim yazdı..
Haliç temiz.deniz mavi,
İnsanlık çok, nüfus üç milyondan azdı.
Ben aklımı İstanbul da yitirdim..!
İstanbul a gidiyorsun güle güle git….
Gün batımı Kadıköy den İstanbul’un siluetini seyret..
Sene 1970
Mevsim yazdı.
Tezgahta balık ekmek
Boğazda yelkenliler, yelkenleri beyazdı
Ben aklımı İstanbul da yitirdim
İstanbul a gidiyorsun güle güle git……
Beşiktaş’tan Kuzguncuk’a hicaz bir şarkı patlat..
Sene 1970..
Mevsim yazdı.
Beyoğlu renk cümbüşü,
Kapalı çarşı çini,tarihti Sultanahmet.
Kumkapı cazdı sazdı.
Ben aklımı İstanbul da yitirdim..!
İstanbul a gidiyorsun güle güle git…
Yeni camide Eyüp de kuşlara yem at..
Sene 1970..
Mevsim yazdı.
Galata köprüsü eskiydi.
Esen Püsküllü müjgân dı.
Müjgân menekşe gözlü,
Ve Müjgân bembeyazdı.
Ben aklımı İstanbul da yitirdim...!
İstanbul a gidiyorsun güle güle git..
Ortaköy de mi olur..?
Çengelköy mü, Beykoz mu..?
Ama illa boğazda...
ve illa benim için..
Otur bir kır kahvesine,
iç bir çay ye bir simit..
.......................................
.....................................
İstanbul dan gelmişsin,
Safa geldin İstanbul.
Sustum artık..!
Sana ben ne deyip, ne söyleyeyim
İzin ver İstanbul u sende seyr eyleyeyim
Ahmet Daş
lila rengi dantelası fırfırlı mor şemsiyem
düşürmüşüm mendilimi
şimdi kim silecek gözlerimden akan nehri '
Nimet Hanım, bayıldım bu şiire. Ah, İstanbul... Benim yaşamadığım zamanların Güzel İstanbul'u... Seni imkânım olsa da, zaman tünelinden geçerek seyredebilsem...
Tam puanımla kutluyor, sevgiler selamlar gönderiyorum. Hâlenur Kor
ey afet- i devran
kaynıyor kazan
yaz günü hazan
her evde bir şehit
sıcak bir yaz
çok sıcak
kaynıyor kazan
İstanbul ne kadar öğünse azdır adına bunca şiir yazılmakla.
küçük su çayırında unutulmuş
lila rengi dantelası fırfırlı mor şemsiyem
düşürmüşüm mendilimi
şimdi kim silecek gözlerimden akan nehri
Ve, ancak zarif bir hanımefendinin yürek sesiyim diyen bu güzel dizeler nasıl da yakışmış şiirin dokusuna. Kutladım Tim beğenilerimle Sevgili Yüksek Hanım...Her dizesi bir oya gibi işlenmiş muhteşem bir İstanbul şiiriydi.Okumaktan büyük keyif aldım...Sevgilerimle...
TÜM YORUMLAR (8)